Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/12449 E. 2017/591 K. 06.02.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12449
KARAR NO : 2017/591
KARAR TARİHİ : 06.02.2017

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada… 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/02/2014 tarih ve 2013/138-2014/18 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı; davalı bankanın kurucu intifa senedi sahibi olduğunu, davalı bankanın kurucuları ile banka hissedarları arasında 27.05.1950 tarihli ana sözleşme ihdas edildiğini, ana sözleşmenin 58. maddesinde kâr dağıtımının ne şekilde yapılacağının düzenlendiğini, ancak sonradan Banka Hissedarları Kurulu’nun anılan maddedeki kâr payı alma miktarında kısıtlama yaparak “ödenmiş sermayenin 200.000,00 TL’lik bölümü ile sınırlı olarak” ibaresinin ilave edildiğini, ancak bu değişikliğin Yasa’ya aykırı olduğunu, zira kuruculara ait kâr payı miktarından banka hissedarları kurulunca herhangi bir kısıntıya gidilemeyeceğini, kurucuların kâr payı alma hakkının müktesep hak teşkil ettiğini, yapılan bu değişikliğin resmi belgenin tağyiri niteliğinde olup geçersiz olduğunu ileri sürerek davalı bankanın ana sözleşmesinde yapılan bu değişikliğin geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının tespit davası açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunmadığını, ayrıca davacı tarafından müvekkili aleyhine aynı konuyla ilgili davaların açıldığını ve ortada kesin hüküm bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında daha önce görülüp kesinleşen iki ayrı davada davacının 1992 yılında yapılan ana sözleşme değişikliğinden bahisle noksan ödendiğini öne sürdüğü kâr payını talep edemeyeceğinin hükme bağlandığı, dolayısıyla aynı konuda tarafları bağlayıcı nitelikte kesin hükmün mevcut olduğu gerekçesiyle davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacının tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacının bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.