Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/122 E. 2015/7394 K. 01.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/122
KARAR NO : 2015/7394
KARAR TARİHİ : 01.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/07/2014
NUMARASI : 2011/55-2014/172

Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 20. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/07/2014 tarih ve 2011/55-2014/172 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının dava dışı K. Unlu Mamüler Ltd. Şti’nin %50 hissesini devralması sebebiyle müvekkilinin davalı ile birlikte dava dışı şirkete %50’şer payla ortak olduklarını, davalının şirket müdürü olunca gıda üretim izni almadığından mevcut pazarı kaybettiğini, imalathaneyi kapattığını, şirketin müşteri portföyünün kaybına sebebiyet verdiğini, davalının ortağı olduğu M. Dış Tic. Ltd. Şti’ne ucuz mal sattığını, bu şekilde şirketin zarar etmesine sebebiyet verdiğini, şirketin borca batık olmasına rağmen TTK 324. maddede zikredilen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin şirket borcu için kefil olduğunu, şirketin zarar etmesi sebebiyle müvekkilinin doğrudan zarar gördüğünü ileri sürerek terditli olarak zararın dolaylı zarar olduğunun kabul edilmesi halinde şimdilik 20000 TL’nin şirkete verilmek üzere; zararın doğrudan zarar olduğunun kabul edilmesi halinde şimdilik 20000 TL’nin müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın terditli olarak hem doğrudan hem dolaylı dava açılamayacağını, müvekkilinin, şirketin menfaati için çalıştığını, şirketin borca batık olduğunu, şirketin borcunun, müvekkilinin ortak olmadan önce doğduğunu, satışların yetersiz olduğundan şirketin zarar ettiğini, gıda üretim belgesinin bulunmamasının meydana gelen zarar ile bir ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin şirkete ortak oluncaya kadar gıda işleme ruhsatının alınmadığını, bu nedenle müvekkiline kusur yüklenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre davacının doğrudan ya da dolaylı zararı oluştuğuna dair yeterli delil sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
(1) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davacının doğrudan zarar gördüğüne ilişkin iddialarının kanıtlanamadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
(2) Davacı vekilinin, dolaylı zarara ilişkin talebine yönelik temyiz istemine gelince; dava, TTK’nın 556. maddesindeki atıf nedeniyle 309. maddesine dayalı, zarar gören pay sahibinin uğradığı dolaylı zararın, limited şirket müdürü davalıdan tahsili ile şirkete verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece davacının şirketin zarara uğradığına dair yeterli delil sunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı, davalının ortağı olduğu dava dışı M. Ltd. Şti’ne rayiç değerinin altında mal sattığını ileri sürerek şirketi zarara uğrattığını iddia etmesine rağmen, ucuz mal satışı nedeniyle şirketin zarara uğratılıp uğratılmadığı yeterince irdelenmediği gibi, davacının üretim izni alınmaması ve imalathanenin kapatılması nedeniyle şirketin zarar ettiği yönündeki iddiası karşısında, şirketin gıda üretim izini alıp alamayacağı araştırılmamış, şirketin ekonomik ve finansal durumu, girdi ve üretim maliyetleri, karlılık durumu değerlendirilerek imalathanenin kapatılmasının şirketin zararına sebebiyet verip vermeyeceği değerlendirilmemiştir. Kaldı ki, davalının şirketin zarar etmesi nedeniyle imalathanenin kapatıldığı şeklindeki savunması karşısında, davacının davalının TTK’nın 324. maddesinde zikredilen yükümlülükleri yerine getirilmediği yönündeki iddiası da değerlendirilmemiştir. Mahkemece, açıklanan hususlarda araştırma ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 01/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.