Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/11935 E. 2016/5780 K. 26.05.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11935
KARAR NO : 2016/5780
KARAR TARİHİ : 26.05.2016

MAHKEMESİ : ……. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/04/2015
NUMARASI : 2014/1162-2015/377

Taraflar arasında görülen davada ……… Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/04/2015 tarih ve 2014/1162-2015/377 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24.05.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. B.. Ü.. ile davalı vekili Av. A…. Y….. D……. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi Muktedir Lale tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Ö.. B.. kararıyla davalı TEDAŞ’ın 20 ayrı dağıtım şirketine ayrılmasına karar verilerek 20 dağıtım şirketinden biri olarak müvekkili ….. Elektrik Dağıtım A.Ş.’nın oluşturulduğunu, 24.07.2006 tarihinde de yanlar arasında “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi (İHDS)” düzenlendiğini, bilahare 28.06.2013 tarihli “Hisse Satış Sözleşmesi” ile hisselerin tamamının …….. Elektrik Yatırım A.Ş’ne satıldığını, yanlar arasında düzenlemiş bulunan 24.07.2006 tarihli İHDS’nin 7.1., 7.2., 7.3., 7.4. ve 7.5. maddesi hükümlerinde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluğun yanlar arasında dönemsel olarak paylaştırıldığını ve işbu sözleşmenin imza tarihinden önceki tüm sorumluluğun ve işletme faaliyetine ilişkin tüm hak ve yükümlülüğün TEDAŞ’a ait olacağının kararlaştırıldığını, dava dışı üçüncü kişi tarafından müvekkili aleyhine açılan o davada verilen karar ile 24.07.2006 tarihinden önce dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan bir nedenle (kişinin hayvan otlatırken elektrik akımına kapılması sonucu cismani zarara uğraması) müvekkili aleyhine tazminata hükmedildiğini, bu çerçevede toplam 240.239,24 TL’nın ve ayrıca 3.381,00 TL yargılama harcının müvekkilince ödendiğini, davalının haksız zenginleşme hükümleri uyarınca üçüncü kişiye ödenen tutardan sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, 243.737,46 TL’nın ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımı, usul ve esas yönünden reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, uyuşmazlığın idari bir işlemden kaynaklanmadığı, husumet itirazının yerinde bulunmadığı, uyuşmazlığın Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca 10 senelik zamanaşımı süresine tabi bulunduğu, işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.4 ve 7.6 hükümlerine göre davalının kendi faaliyet dönemine rastlayan iş ve işlemlerden kaynaklandığı anlaşılan işletme borçlarından sorumlu olduğu, başka anlatımla sorumluluğu doğuran olay sözleşme tarihinden önce ise sorumluluğun davalı TEDAŞ’a ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 12.486,71 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 26/05/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Davacı talebini, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7. maddesine dayandırmaktadır. Bu madde, “Üçüncü Kişilerin Hak İddiaları” başlığını taşımaktadır.
24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, dosyamızda davalı olan Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. ile hisselerinin tamamı bu şirkete ait ……. Elektrik Dağıtım A.Ş. arasında yapılmıştır. Bir başka ifade ile, sözleşmenin imzalandığı tarihte ….. Elektrik Dağıtım A.Ş’nin % 100 hissesi davalı TEDAŞ’a aittir.
Hisse satış sözleşmesi, alıcı …….. Enerji Yatırımları A.Ş. ile satıcı T.C. Başbakanlık Ö.. B.. arasında yapılmıştır. Hisse satış tarihine kadar, sözleşmede “Şirket” olarak adlandırılan …….. Elektrik Dağıtım A.Ş’nin tüm hiseleri kamuya ait olup, bu satışla özelleştirilmiştir.
Dava konusu ödeme 07.05.2008 tarihinde yapılmıştır. Bu tarihte davacı şirketin hisseleri özelleştirilmediğinden, dava konusu ödeme, davacı şirketin hisselerinin kamuya ait olduğu dönemde yapılmıştır. Dolayısıyla bu ödeme şirket kayıtlarında mevcuttur. Bu nedenle, özelleştirme amacıyla hisse satışı tarihinden önce kayıt altına alındığından, davacı şirkete ait mali tablolarda yer alması gerekir. Davacı şirketin hisselerinin satıldığı tarihteki bilançosuna da yansıdığı ve bu bilançoya göre, davacı şirketin hisse değerinin belirlendiği, hisse satış sözleşmesinin imzalanması ile birlikte, Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre, alıcı tarafından, davacı şirketin satış tarihindeki bilançosunun bilindiğinin kabulü gerekir.
Davacı, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 7. maddesine istinaden bu davayı açmıştır. Bu tarihte sözleşmeyi yapan her iki şirketin de tüm hisseleri kamuya aittir.
Davalı ise Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9. maddesi ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 18.6. maddesine göre davacının talepte bulunamayacağını ileri sürmüştür.
Öncelikle, bu uyuşmazlığın çözümünde, hangi sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi gerekir.
Davacı şirketin hisselerinin satışı, özelleştirme kapsamında yapıldığından, uygulanacak hükümlerin belirlenmesinde ve sözleşmelerin yorumunda, bu husus göz önünde bulundurulmalıdır.
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un 1. maddesine göre, özelleştirmenin amacı, bu madde kapsamındaki kamu kuruluşlarına ait payların, “..temel kuruluş amaçlarına uygun mal ve hizmet üretim birimlerinin işletilmesi haklarının, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmelerine ilişkin esasları düzenlemektir.” şeklinde tarif edilmiştir. Buna göre özelleştirmenin amacı, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamaktır. Özelleştirme kapsamındaki hisse satışlarından kaynaklanan ihtilaflarda, yasada belirtilen bu amacın göz önünde bulundurulması gerekir.
Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin hisselerinin özelleştirilmesinden önce yapılan bu ödeme, davalıdan ve kamudan istenemez. Bu talep, 24.07.2006 tarihli sözleşmenin 18.6. maddesi ile 28.06.2013 tarihli Hisse Satış Sözleşmenin “Alıcının Taahhütleri” başlıklı 9.maddesi hükümlerine ve özelleştirmenin amacına aykırıdır. Dolayısıyla davanın reddi gerekir.
Bu nedenlerle, mümeyyiz davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyoruz. 26.05.2016