Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/11933 E. 2016/5815 K. 26.05.2016 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11933
KARAR NO : 2016/5815
KARAR TARİHİ : 26.05.2016

MAHKEMESİ : ……ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/03/2015
NUMARASI : 2014/1728-2015/308

Taraflar arasında görülen davada ……… Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/03/2015 tarih ve 2014/1728-2015/308 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24/05/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. B.. Ü.. ile davalı vekili Av. A…… Y……. D…….. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ………. tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilerek TEDAŞ bünyesinde 20 ayrı dağım şirketi oluşturulduğunu ve hisselerinin tamamı TEDAŞ’a ait olmak üzere her biri için ayrı dağıtım şirketi kurulduğunu, bunlardan birinin de müvekkili şirket olduğunu, TEDAŞ’ın bu şirketleri kurduktan sonra her biri ile ayrı ayrı 24/07/2006 tarihli İşletme hakkı devir sözleşmesi imzaladığını, sözleşmenin imzalanmasından önce 23/06/2006 tarihinde T…… K……..’in enerji naklini sağlayan direkten çevreye yayılan akıma kapılarak ölmesi sebebiyle 01/08/2006 tarihinde açılan tazminat davası sonucunda …….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05/02/2008 tarih ve 2006/112 E. 2008//10 K. Sayılı kararı ile maddi tazminata hükmedildiğini, kararın Yargıtayca onanarak kesinleşmesi üzerine müvekkili tarafından 08/01/2009 tarihinde 25.034,00 TL ödeme yapıldığını, işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.4 ve 7.6 maddesi, hisse devir sözleşmesinin 9.3 ve 9.4 maddeleri ile TBK’nın 23. maddesi uyarınca 25.034,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının geçmiş yıllara ilişkin talepte bulunamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu kazanın işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalandığı tarihten önceki dönemde gerçekleştiği, sözleşme gereği önceki dönemle ilgili davalardan doğan mali yükümlülüklerin TEDAŞ’a ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 25.034,00 TL’nin dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 26/05/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Davacı talebini, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7. maddesine dayandırmaktadır. Bu madde, “Üçüncü Kişilerin Hak İddiaları” başlığını taşımaktadır.
24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, dosyamızda davalı olan Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. ile hisselerinin tamamı bu şirkete ait ….. Elektrik Dağıtım A.Ş. arasında yapılmıştır. Bir başka ifade ile, sözleşmenin imzalandığı tarihte …… Elektrik Dağıtım A.Ş’nin % 100 hissesi davalı TEDAŞ’a aittir.
Hisse satış sözleşmesi, alıcı ……… Enerji Yatırımları A.Ş. ile satıcı T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı arasında yapılmıştır. Hisse satış tarihine kadar, sözleşmede “Şirket” olarak adlandırılan ………. Elektrik Dağıtım A.Ş’nin tüm hiseleri kamuya ait olup, bu satışla özelleştirilmiştir.
Dava konusu ödeme 08/01/2009 tarihinde yapılmıştır. Bu tarihte davacı şirketin hisseleri özelleştirilmediğinden, dava konusu ödeme, davacı şirketin hisselerinin kamuya ait olduğu dönemde yapılmıştır. Dolayısıyla bu ödeme şirket kayıtlarında mevcuttur. Bu nedenle, özelleştirme amacıyla hisse satışı tarihinden önce kayıt altına alındığından, davacı şirkete ait mali tablolarda yer alması gerekir. Davacı şirketin hisselerinin satıldığı tarihteki bilançosuna da yansıdığı ve bu bilançoya göre, davacı şirketin hisse değerinin belirlendiği, hisse satış sözleşmesinin imzalanması ile birlikte, Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine göre, alıcı tarafından, davacı şirketin satış tarihindeki bilançosunun bilindiğinin kabulü gerekir.
Davacı, 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 7. maddesine istinaden bu davayı açmıştır. Bu tarihte sözleşmeyi yapan her iki şirketin de tüm hisseleri kamuya aittir.
Davalı ise Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9. maddesi ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 18.6. maddesine göre davacının talepte bulunamayacağını ileri sürmüştür.
Tarafların dayandıkları sözleşme hükümlerinin, kendi görüşlerini teyid eder nitelikte olduğu görülmektedir.
Öncelikle, bu uyuşmazlığın çözümünde, hangi sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi gerekir.
Davacı şirketin hisselerinin satışı, özelleştirme kapsamında yapıldığından, uygulanacak hükümlerin belirlenmesinde ve sözleşmelerin yorumunda, bu husus göz önünde bulundurulmalıdır.
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un 1. maddesine göre, özelleştirmenin amacı, bu madde kapsamındaki kamu kuruluşlarına ait payların, “..temel kuruluş amaçlarına uygun mal ve hizmet üretim birimlerinin işletilmesi haklarının, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmelerine ilişkin esasları düzenlemektir.” şeklinde tarif edilmiştir. Buna göre özelleştirmenin amacı, ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamaktır. Özelleştirme kapsamındaki hisse satışlarından kaynaklanan ihtilaflarda, yasada belirtilen bu amacın göz önünde bulundurulması gerekir.
Bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirketin hisselerinin özelleştirilmesinden önce yapılan bu ödeme, davalıdan ve kamudan istenemez. Bu talep, 24.07.2006 tarihli sözleşmenin 18.6. maddesi ile 28.06.2013 tarihli Hisse Satış Sözleşmenin “Alıcının Taahhütleri” başlıklı 9.maddesi hükümlerine ve özelleştirmenin amacına aykırıdır. Dolayısıyla davanın reddi gerekir.
Bu nedenlerle, mümeyyiz davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyoruz. 26.05.2016