YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/1139
KARAR NO : 2015/8325
KARAR TARİHİ : 16.06.2015
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/09/2013
NUMARASI : 2010/582-2013/434
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/09/2013 gün ve 2010/582-2013/434 sayılı kararı onayan Daire’nin 17/09/2014 gün ve 2014/5576-2014/13938 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin arıtma tesisi inşaatını yüklenici olarak taahhüt ettiğini, davalı sigorta şirketi ile “İnşaat All Risks Sigorta Poliçesi” yaptıklarını, poliçeyle inşaat süresi (deneme süresi dahil) 24/04/2008-18/07/2009 arasında ve bakım devresi olan 18/07/2009-18/07/2010 tarihleri arasında geçerli olmak üzere teminat altına alındığını, poliçenin zeyilnamelerle uzatıldığını, 15/07/2009 tarihinde düzenlenen zeyilname ile inşaat (deneme) süresinin 31/01/2010 tarihine kadar uzatıldığını, bakım devresinin de 31/01/2010-31/01/2011 tarihleri arasında olduğunun hükme bağlandığını, 06-07/02/2010 tarihleri arasında inşaat alanında meydana gelen sel felaketi sebebiyle müvekkil şirketin zarara uğradığını, 08/07/2010 tarihinde davalı sigortaya ihbar ettiklerini, ekspertiz raporuna göre 114.431,87 TL ödenmesi gereken tazminat tutarının belirlendiğini, zarara ilişkin taraflar arasında ihtilaf olmadığını, davalı sigortanın 14/06/2010 tarihli yazısıyla bakım devresinde meydana gelen hasarın teminat dışı olduğunun belirtildiği, oysa poliçede yer alan “5 haftalık sapma teminatı” süresi içerisinde hasar meydana geldiğini, bakım dönemine girilmediğini, ödemenin yapılmasının davalıdan istendiğini, poliçede iş programı ve sürelerindeki sapmalara karşı 5 haftalık bir süreyle teminatın devam edeceğinin belirtildiğini, poliçenin 2.sayfasında bunun yazılı olduğunu, bu sebeple fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin hasar ihbar tarihi olan 08/02/2010 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulü ile muafiyet tenzilinden sonra bilirkişilerce hesaplanan 114.431,87 TL hasarın davalının temerrüte düştüğü 21/04/2010 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar dairemizce onanmıştır.
Davalı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebepler ile davalı vekilince temyiz dilekçesinde temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması talep edilmiş ise de temyiz dilekçesi ekinde ve dosya kapsamında mürafaa puluna rastlanılmadığı gibi Yargıtay’a gönderme formunda da mürafaa pulundan bahsedilmemiş olmasına göre davalı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteminin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 05,20 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 251,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine, 16/06/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
İnşaat sigortası ile sigortacı, müteahhidin yüklendiği inşaat ediminin sigortalanabilir kısmına ait rizikoları üzerine alır. İnşaat faaliyetlerinin başladığı tarihten, geçici kabulün onaylanmasına kadar devam eden süre inşaat süresini oluşturur. Bu aşamadan sonra kesin kabule kadar geçecek süre ise bakım devresi olarak adlandırılır. İnşaat sigortası sadece esas inşaat süresi içinde koruma sağlandığından, bakım devresini de kapsayan bir teminat isteyen müteahhidin, bu hususta sigortacıyla sözleşme yapması ve ek prim ödemesi gerekir. Bakım devresi teminatı, esasen müteahhidin işverene karşı mali sorumluluk sigortası olup, müteahhidin veya onun emrinde çalışanların, inşaatın bitmiş fakat henüz kesin kabulü yapılmamış kısımlara olan ziyaretlerinde ve bu kısımlarda yapacakları ek çalışmalar esnasında verebilecekleri zarar ve ziyanı azami All Risks Sigorta bedeline veya önceden tespit edilmiş bir bedele kadar teminat altına alır. Kısaca inşaat süresi ve bakım devresi için yapılan inşaat sigortalarında, farklı rizikolar teminat kapsamına alınır. Doğal afetler, yangın, hırsızlık gibi nedenlerden kaynaklanan ziya ve hasarların sorumluluğu da müteahhide ait olmakla beraber, bakım devresi teminatı dışında kalır. Bu nedenle, bu tür riskler için müteahhidin ayrıca işletme sigortası yaptırması gerekir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; policede inşaat deneme ve bakım süreleri belirlenmiş, ayrıca zeyilnamelerle bu tarihlerin değiştirilmiş, iş programındaki sapma 5 hafta olarak tespit edilmiştir. Bunun yanında, poliçenin 5. sayfasında Yapı ve Montaj Sigortaları İş Programı Özel Şartları başlığı altında “Sigortacının sorumuluğu yukarıda yazılı bildirim ve programlarda belirlenen konu ve süreler ile sınırlıdır. Bu nedenle sigortacı, iş programında meydana gelen sapma ve süre aşımlarını, herhangi bir hasar oluşmasından önce not ve kabul ettiğine dair yazılı onay vermiş olmadıkça, aynı nedenlerle ortaya çıkacak kayıp ve zararlardan sorumlu olmayacaktır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu şekilde inşaat, deneme ve bakım sürelerindeki sapma veya uzamalarda meydana gelen rizikoların, teminat kapsamında kabul edilmesinin koşullarını belirlemiştir. Poliçede belirlenen sapma ve süre aşımı içerisinde meydana gelen rizikodan sigortacının sorumlu olması, sigortacının, herhangi bir hasar oluşmasından önce not ve kabul ettiğine dair yazılı onay vermiş olması şartına bağlanmıştır. Davacı, hasarın oluşumundan önce sapmayı sigortacıya bildirdiğini ve sigortacının bu hususu not ve kabul ettiğine dair yazılı onay verdiğini ileri sürüp kanıtlayamamıştır.
Bu durum karşısında, bakım devresinde meydana gelen sel hasarının teminat kapsamında olmadığı anlaşıldığından, deneme süresinde meydana gelen sel rizikosunun teminat kapsamında olduğu değerlendirmesi doğru olmamıştır.
Bu nedenle, davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği görüşünde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyoruz.