YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/11086
KARAR NO : 2015/13023
KARAR TARİHİ : 04.12.2015
MAHKEMESİ : …..FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2012
NUMARASI : 2006/650-2012/304
Taraflar arasındaki markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve tazminat davasında yerel mahkemece verilen 06.02.2015 tarih ve 2006/650-2012/304 (EK) sayılı olup taraf vekillerinin taleplerin reddine dair ek kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili ile davalılardan G… G…. Bilgi Tek. San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından istenmiş olmakla, dava dosyası Dairemize gönderilmiş olup bazı eksikliklerin ikmali için mahalline geri çevrilen dava dosyası, eksikliklerin ikmali suretiyle yeniden Dairemize gönderilmiş olmakla re’sen ele alındı, gereği görüşülüp düşünüldü:
Dairemizin 25.06.2015 tarihli geri çevirme kararı üzerine ikmal olunan evrak kapsamında yapılan incelemede, yukarda isimleri yazılı bulunan asıl ve birleşen davalarda davacı vekillerinin, 08.01.2009 tarihli apostille evrakını havi vekaletname ve buna dayalı olarak tanzim olunan yetki belgesinde, HMK’nın 74. maddesine uygun şekilde, davadan feragat için özel olarak yetkili bulundukları anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinde, yerel mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davada davalı H.. K.. bakımından feragat nedeniyle davanın reddine, diğer davalı açısından ise davanın kabulüne dair karar verildiği, kararın davacı vekili ile davalılardan G…. G…. Bilgi Tek. San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20.12.2013 tarih ve 2013/9346-23382 sayılı kararı ile onandığı, onama ilamının davacı vekiline 11.2.2014 tarihinde, mümeyyiz davalı vekiline ise 10.02.2014 tarihinde tebliğ edildiği, bu aşamada davacı vekili Av. E… K….’ın 13.02.2014 havale tarihli dilekçesi ile asıl ve birleşen davalardan feragat ettiğini beyan ettiği gözlenmektedir. Bu durumda, asıl ve birleşen davadan feragatin, karar düzeltme süresi dolmadan, bir başka söyleyişle hüküm henüz kesinleşmeden mahkemeye bildirilmiş olduğu ve ikmal olunan evrak kapsamı uyarınca, feragat tarihi itibariyle söz konusu özel yetkilerinin mevcut olduğu açıktır.
Bu durumda, HMK’nın 310. ve 309. maddeleri gözetildiğinde davadan feragat sonuç doğurucu nitelikte olup yerel mahkemenin hükmün kesinleştiğinden bahisle davadan feragatin mümkün olmadığına yönelik 06.02.2015 tarihli ek kararı bu açıdan yerinde değildir.
Yerel mahkemece yapılacak iş, 6100 sayılı HMK’nın Geçici 3. maddesi uyarınca halen uygulanmakta bulunan HUMK’nın temyiz ile ilgili hükümleri ve Yargıtay İBK’nun 11.4.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nın 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları nazara alındığında, henüz HMK Yönetmeliği’nin 57. maddesinin uygulanması söz konusu olamayacağından, dava dosyasının feragat ile ilgili bir karar verilmesini teminen Yargıtay’a sevk edilmesinden ibarettir.
Tüm bu nedenlerle, yerel mahkemenin 06.02.2015 tarihli ek kararına yönelik davalı yan vekilinin temyiz istemi hukuksal yararı haiz ve yerinde olmakla kabulüyle, öncelikle, söz konusu kararın bozularak ortadan kaldırılmasına, müteakiben Dairemizin asıl karara yönelik 20.12.2013 tarih ve 2013/9346-23382 sayılı onama kararının da kaldırılması suretiyle, asıl ve birleşen davadan feragate ilişkin bir karar verilmesini teminen yerel mahkemenin 28.12.2012 gün ve 2006/650-2012/304 sayılı kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin ek karara yönelik temyiz isteminin kabulü ile yerel mahkemenin 06.02.2015 tarih ve 2006/650-2012/304 (Ek) sayılı kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, asıl ve birleşen davaya ilişkin olarak davacı vekilinin vaki feragati nedeniyle Dairemizin 20.12.2013 tarih ve 2013/9346-23382 sayılı onama kararının kaldırılmasına, davadan feragat doğrultusunda bir karar verilmesini teminen yerel mahkemenin 28.12.2012 tarih ve 2006/650-2012/304 sayılı kararının BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 04.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.