Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/10524 E. 2015/9863 K. 05.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10524
KARAR NO : 2015/9863
KARAR TARİHİ : 05.10.2015

MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2015
NUMARASI : 2015/253-2015/253 D.İŞ

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/03/2015 tarih ve 2015/253-2015/253 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz eden (borçlular) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İhtiyati hacze itiraz edenler (borçlular) vekili, alacaklı ile müvekkili İ. G. Geri Dönüşüm Çelik Nak. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, diğer iki müvekkilinin genel kredi sözleşmelerinin kefili olduklarını, hesap kat ihtarnamesinin ihtiyati haciz kararından sonra yapıldığını, genel kredi sözleşmesine kefil olan müvekkillerinin ayrıca bu kredi için taşınmazlarını ipotek verdiklerini, alacaklının ayrıca ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptığını, ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Karşı taraf (alacaklı) vekili, ihtiyati hacze itirazın reddini istemiştir.
Mahkemece, duruşmalı olarak yapılan incelemede, alacaklı banka tarafından itiraz eden borçlulara hesap kat ihtarının çekilmiş olmasının muacceliyet için yeterli bulunduğu, ileri sürülen itiraz sebeplerinin İİK’nın 265. maddesine uygun bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz kararına vaki yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati hacze itiraz eden vekili temyiz etmiştir.
1- Talep, ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir. İİK’nın 257/1. maddesi gereğince rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 45. maddesi hükmüne göre, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı, yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabilir. Belirtilen yasa maddeleri uyarınca ihtiyati hacze karar verilebilmesi için gerekli koşullardan biri de alacağın rehinle temin edilmemiş olmasıdır. Somut olayda; asıl borçlu İ. G. Geri Dönüşüm Çelik Nak.Taah.San.ve Tic.Ltd. Şti. ile alacaklı banka arasında kredi sözleşmeleri imzalandığı, borcun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilip borçlulara ödeme ihtarının gönderildiği, buna rağmen borcun ödenmediği anlaşılmaktadır. Dosya içerisindeki belgelerden asıl borçlunun borcunun teminatı olarak ipotek tesis edildiği, bu ipotekler uyarınca İzmir 23. İcra Müdürlüğü’nce ayrıca ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin takip yoluyla asıl borçlu aleyhinde takibe başlanıldığı ve ipotek miktarlarının borcu karşılamaya yeterli düzeyde bulunduğu görülmüştür. Bu durumda, itiraz eden asıl borçlu İ. G. Geri Dönüşüm Çelik Nak. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti’nin borcunun rehinle teminat altına alındığı hususu gözetilerek asıl borçlu yönünden yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Ayrıca, alacaklının müteselsil kefillere başvurma koşullarının düzenlendiği 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesiyle ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. (Uygur, Turgut; 6098 Türk Borçlar Kanunu Şerhi, Ankara, Nisan 2012, Cilt II. s. 2541). Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere TBK’nın yürürlüğe girmesinden önce asıl borçluya başvurulmadan müteselsil kefile gidilebilmesi mümkün iken, TBK’nın anılan düzenlemesi ile bu artık mümkün olmamakta, asıl borçluya başvurulmadan müteselsil kefile doğrudan doğruya başvurulamamaktadır. Buna göre somut olayda ihtiyati haciz isteyen alacaklı Banka tarafından, borçlu ile müteselsil kefillere keşide edilen kat ihtarnamesi borçlulara tebliğ edilmeden, ihtarnamenin düzenlenme tarihinden hemen sonra ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş, mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Bu durumda, talep tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 586/1. maddesi uyarınca müteselsil kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için asıl borçluya çekilen ihtarın sonuçsuz kalması ve asıl borçlunun ifada gecikmesinin gerekmesine, asıl borçluya çekilen ihtarın tebliğinin kanıtlanamamış olmasına göre, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen müteselsil kefiller E. Tur. ve Otelcilik A.Ş. ve A.. S..’nun temyiz itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının bu kefiller yönünden de kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın ihtiyati hacze itiraz edenler yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 05/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.