Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2015/10154 E. 2015/13193 K. 09.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/10154
KARAR NO : 2015/13193
KARAR TARİHİ : 09.12.2015

MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2014
NUMARASI : 2014/361-2014/429
Taraflar arasında görülen davada …..Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11.12.2014 tarih ve 2014/361-2014/429 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının temsilcisi bulunduğu dava dışı şirketin dava dışı bankaya kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcuna müvekkilinin, davalının ve dava dışı B….’in müşterek borçlu müteselsel kefil oldukalarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine borcun müvekkili ve dava dışı B…A….tarafından 1/2 oranında paylaşılarak ödendiğini, müvekkilinin yaptığı ödemenin 1/3’nün davalıdan tahsili için girişilen takibe davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini talep etmiş; yargılama aşamasında davasını alacak davasına dönüştürmüştür.
Davalı vekili davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının ödemelerinin müflis MGH A.Ş.’nin bankadan kullandığı kredi kapsamında verilen teminat mektubu ,komisyon ve masraf ödemesi olduğu, davacının kendi payı dışındaki ödemelerini davalının 1/6 payı kadar talep edebileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 22.285,81 TL’nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, dava dışı şirketin kredi borcuna kefil olan davacı tarafından yapılan ödemenin, diğer kefil davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Kefaletin feri niteliği itibariyle, kefilin sorumluluğu için öncelikle asıl borçlunun muaccel olmuş ve sorumlu olduğu bir borcun bulunması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta davalı vekili, müvekkili tarafından asıl borç için ödeme yapıldığını, asıl borçlu tarafından borca teminat olarak gösterilen teminatın davacı tarafından temlik alındığını, satışa çıkartıldığını ve satılarak asıl borcun ödendiğini, ayrıca davacının ödeme yaptığı banka elinde bulunan ve asıl borçluya ait olan senetleri de temlik almak suretiyle takibe koyarak tahsil ettiğini savunmuş olduğuna göre, banka kayıtları ve davalı vekili tarafından bildirilen takip ve dava dosyaları üzerinde inceleme yapılarak, davacı kefilin kefaleti kapsamında alacaklıya ödeme yapılan tarih itibariyle asıl borcun halen devam edip etmediği, muaccel ve ödenmemiş bir borç bulunup bulunmadığı ve bu borcun kapsamı tayin edilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.