Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/9956 E. 2014/20159 K. 22.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9956
KARAR NO : 2014/20159
KARAR TARİHİ : 22.12.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2014
NUMARASI : 2013/316-2014/54

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 18/03/2014 tarih ve 2013/316-2014/54 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 19.292 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Kanun’un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun’la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan T.. A.Ş’den kiralanan, T.. A.. ve Z..Sigorta tarafından düzenlenen TARSİM poliçesi ile teminat altına alınan taşınmazda salçalık domates ürettiğini, sulama kanalının taşması sonucu müvekkiline ait ürünün kısmen telef olduğunu, TARSİM poliçelerinde poliçe ürüne bağlı olduğu halde sigorta ettiren olmadığı gerekçesiyle müvekkiline ödeme yapılmadığını, oysa poliçenin ürüne bağlı bir teminat sağladığını, ürün sahibi kimse onun zararının karşılanacağını, Z.. Sigortanın acentesi olarak TEB A.Ş’nin poliçeyi düzenlerken müvekkilini kandırarak kendisini dain-i mürtehin olarak gösterdiğini, T.. A.Ş’nin poliçeye dayalı tüm haklardan feragat ettiğini bildirdiğini, TARSİM’in ise haksız olarak zararın giderilmesi talebini reddettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu poliçede lehdarın T..A.Ş., dain-i mürteninin T.. A.. olduğu gerekçesiyle, davacının aktif dava husumeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, bitkisel ürün sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacının, davalılardan T.. A.Ş’den, salçalık domates yetiştirerek yine T.. A.Ş’ye satmak üzere taşınmaz kiraladığı, ürünü teminat altına almak amacıyla devlet destekli bitkisel ürün sigorta poliçesi düzenletmek için davalılardan Z..Sigorta A.Ş’nin acentesi sıfatıyla TEB A.Ş’ye başvurduğu, davaya konu 16.05.2011 tarihli poliçenin düzenlendiği hususlarında bir çekişme bulunmamaktadır. Davaya konu poliçede sigorta ettiren ve sigortalı olarak T.. A.Ş., dain-i mürtehin olarak ise T.. A.. gösterilmiş olup, davacı taraf, TEB A.Ş’nin poliçeyi düzenlerken kötüniyetli davrandığını, ürünü yetiştirenin yani poliçe lehdarının müvekkili olduğunu bilmesine rağmen poliçeyi düzenlerken kendisini dain-i mürtehin olarak gösterdiğini, riziko gerçekleştiğinde davalı T.. A.Ş. aracılığıyla tespit yaptırdıklarını, ancak davalı bankadan kredi kullanan T.. A.Ş’nin tespit dosyasına dayalı haklardan feragat ederek zararın poliçe kapsamında tahsiline engel olduğunu, domateslerin teslim edilememesi nedeniyle de kötüniyetli olarak davacı aleyhine takip başlattığını, davalılardan TARSİM’in ise rizikonun gerçekleşmesine rağmen zarar olmadığından bahisle ödeme yapmadığını, ayrıca bu tür poliçelerin hedefinin üreticiyi korumak olduğunu, bu nedenle poliçe teminatının davacı ile ilgili olduğunu iddia etmekte olup, açıklandığı şekilde her bir davalıdan farklı hukuki gerekçelerle talepte bulunmaktadır. Dava yazılı gerekçeyle reddedilmiş ise de, davacının her hukuki sebebe göre dava açma hakkı bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve davalıların ileri sürülen bu değişik sebeplere göre sorumlu olup olmadıklarına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetersiz hukuki gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.