Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/9903 E. 2014/20435 K. 29.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9903
KARAR NO : 2014/20435
KARAR TARİHİ : 29.12.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 51. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2014
NUMARASI : 2010/255-2014/133

Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 51. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/03/2014 tarih ve 2010/255-2014/133 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı B.. A.Ş’ye ait sıcak rulo sac emtiasının davacı şirket nezdinde sigortalı iken taşıma esnasında zarar görüp kullanılmaz hale geldiğini, 18.757,93 USD tazminatın 12/06/2009 da sigortalıya ödendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 29.155,45 TL alacağın sigortalıya ödeme tarihi olan 12/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan donatan vekili; müvekkilinin taşıma sözleşmesinin tarafı olmadığından zarardan sorumlu olmadığını, ayrıca zararın oluşup oluşmadığının ve sebebinin belirlenmesi gerektiğini, emtianın tahliyesinden hangi tarafın sorumlu olduğunun bilinmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalılardan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları vekili, davanın idari yargının görev alanına girdiğini, yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu bu nedenle mahkemenin görevsiz ve yetkisiz olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığını ve müvekkilinin hasarda sorumluluğu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının rücuen tazminat davasını üç ayrı davalıya yönelterek sigortalı emtianın uğradığı hasar nedeniyle dava dışı B… A.Ş’ye yaptığı ödemenin davalılardan müteselsilen tahsilini istediği ancak, davalı Türkiye Cumhuriyet Devlet Demiryolları Derince Liman İşletmesi Müdürlüğü’ne yöneltilen davanın HMK’nın 123. maddesi gereğince geri alındığı, esasen davanın atiye terki için davalının buna onay vermesi zorunlu ise de; davası atiye terk olunan davalının tüzel kişiliği bulunmadığı gözetilerek bu davalının davacının geri almasına onayı olup olmadığının sorulmasına gerek duyulmamış bu hususun HMK’nın 27. maddesine aykırılık teşkil etmeyeceği düşünülerek unvanı belirtilen davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığı, incelenen dosyadan 10/04/2009 tarihli
yük hasarına ilişkin olarak tazminat bedeli 18.757,93 USD ‘nın dava dışı Borusan M.. Boru San. Tic. A.Ş. firmasına ödendiği 12/06/2009 tarihli imzalı belgeyle sabit olduğundan TTK’nın 1361. maddesi çerçevesinde halefiyetin gerçekleştiği ve davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, 01/03/2009 tarihli konşimento D.. Logistics C.. tarafından imzalanmış imza altına as carrier (taşıyan sıfatıyla) ibaresi düşülmüş olmakla taşıyan sıfatının bulunduğu konşimentonun ön yüzünde yükleten P… Steel Service &Sales C… Ltd; gönderilen F..A.Ş, ihbar olunan Borusan A.Ş. olarak görünmekte olup, donatanın ise taşıyan sıfatıyla konşimentoda adının geçmediği, bu haliyle davalı donatan yönünden davanın husumetten reddi kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı TCDD ve davalı donatan yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalı TCDD Derince Liman İşletmesi açısından ise dava geri alındığından, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, donatan ve tahliye eden aleyhine açılan hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yukarıda yazılı olduğu şekilde karar verilmiştir. Ancak, dava dosyasına ibraz edilen 21.04.2009 tarihli 0031260 sıra no’lu faturadan, 1 no’lu davalı TC Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne bağlı, Derince Liman İşletmesi Müdürlüğü tarafından tahliye işleminin gerçekleştirildiği ve buna ilişkin tahliye faturası düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda 1 no’lu davalı TC Devlet Demir Yolları İşletmesi Genel Müdürlüğü yönünden davanın husumetten reddi doğru olmadığı gibi, davalılardan donatan yönünden ise bir inceleme yapılmaması doğru olmamıştır. 6762 sayılı TTK’nın 1061. maddesinde taşıyanın yüke özen borcunun kapsamına giren faaliyetlerin bir kısmı belirtilmekte olup, gerçekte, yükün iyi bir halde muhafazası ve gideceği yere salimen varabilmesi için, gerekli bütün tedbirler buna dahildir. (Ç../K.., Deniz Ticaret Hukuku II, Navlun Sözleşmesi Sayfa 135). Sözleşmeye konulacak “fio” veya “fios” şartı ile TTK’nun 1061. maddesinde sayılan faaliyetlerin ve yükümlülüklerin bir kısmı ve netice olarak bunların kötü yapılmasından doğan sorumluluk, yükle ilgililere aktarılabilir. Ancak böyle bir şart, kaptanın nezaret görevinin, yükleme ve boşaltma işçilerini gözetmek yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz (a.g.e sayfa 135-136). Somut olayda, dosyaya sunulan konişmentoda Free In/Free Out şartı yer almaktadır. Bu koşulla, yüklemenin chartererlerin boşaltmanın ise gönderilenin sorumluluğunda olduğu belirtilmiştir (Prof Dr. Fahiman Tekil, Deniz Hukuku, Sayfa 526). Yükleme, boşaltma ve istif işlerinin yük ilgililerine bırakıldığı durumlarda dahi TTK’nın 975. maddesi uyarınca kaptanın yükleme ve istifin denizcilik örf ve usullerine uygun tarzda yapılmasına nezaret etmek görev ve sorumluluğu vardır. Bu durumda, yük hasarına münhasır olmak üzere yapılan hatalı istif ve boşaltmadan dolayı taşıyanın sorumluluğunun devam ettiği ve donatanın taşıyan gibi sorumlu olduğu nazara alınarak, yapılacak değerlendirme sonucunda hasıl olacak kusur oranına göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile donatan aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 29.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.