Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/9508 E. 2014/19297 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9508
KARAR NO : 2014/19297
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/12/2011 gün ve 2011/364-2011/114 sayılı kararı bozan Daire’nin 14..01.2014 gün ve 2012/9121-2014/728 sayılı kararı aleyhinde davalı-birleşen davanın davacısı … vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı gerçek kişinin davalı şirketin ortakları olduğunu, davacı ile davalı …’nun şirketi birlikte temsile yetkili olduklarını, taraflar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca davalı şirketinin temsili hususunda davalının eşine yetki verildiğini, davalı …’nun sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediğini, davalının eşinin temsil yetkisini kötüye kullanarak şirketin içini boşalttığını, şirket tarafından ayırt edicilik kazandırılan … ibaresinin davalının eşinin ortağı olduğu şirket adına tescil ettirilmek istenildiğini, şirkete ait elektrik ve doğalgaz aboneliklerinin davalının eşinin ortağı olduğu şirkete devredildiğini ileri sürerek, şirket müdürlerinin azline ve organ boşluğu nedeniyle şirketi temsil etmek üzere kayyım atanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı iddialarının doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemiş, birleşen davada ise, şirketin 2008 yılından beri gayri faal olduğunu, davacı tarafından müvekkili aleyhine çok sayıda dava açıldığını, şirketin devamı imkanının kalmadığını ileri sürerek, davalı şirketin fesih ve tasfiyesini talep ve dava etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, taraflar arasında çıkan sorunlardan dolayı açılmış davalar olduğu, şirketin 2009 yılından beri faaliyetinin bulunmadığı, şirketin kuruluş amacının gerçekleşmesinin ortaklar arasındaki sorunlar nedeniyle mümkün bulunmadığı, her iki ortağın müşterek kusurlu oldukları gerekçesiyle, birleşen davanın kabulü ile davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile tasfiye memuru atanmasına, asıl davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair tesis edilen karar, davacı-birleşen davanın davalısı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizce ilamda belirtilen nedenlerle bozulmuştur.
Davalı-birleşen davanın davacısı … vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı-birleşen davanın davacısı … vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı-birleşen davanın davacısı … vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 52,40 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 228,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalı birleşen davada davacısı Ferah Dağsuyundan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 09.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.