Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/9474 E. 2015/8569 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9474
KARAR NO : 2015/8569
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 48. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2014
NUMARASI : 2011/275-2014/41

Taraflar arasında görülen davada İstanbul(Kapatılan) 48. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/02/2014 tarih ve 2011/275-2014/41 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 05/05/2015 günü hazır bulunan davacı-karşı davalı vekili Av. S.. K.. ile davalı- karşı davacı vekili Av. H.. S.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı karşı davalı vekili, davalı şirketin de içinde yer aldığı D.Holding A.Ş. bünyesindeki tüm şirketlerin ithalat, ihracat vs. tüm iş ve işlemleri ile her türlü gümrük müşavirliği hizmetlerinin 1985 yılından 31/05/2010 tarihine kadar müvekkilince yürütüldüğünü, müvekkili şirketin yalnız D. Holding A.Ş. bünyesindeki şirketlerin gümrük müşavirliği hizmetlerini yerine getirmek üzere kurulduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin şifahi sözleşme uyarınca sürdürüldüğünü, en son 01/01/2010 tarihinden 31/12/2010 tarihine kadar davalı şirket dahil D. Holding A.Ş. bünyesindeki tüm şirketler adına vekaletnameler çıkartılarak müvekkiline verildiğini, 2010 yılı için verilen vekaletname ile müvekkili tarafından gerekli hizmeti verilmeye devam etmekte iken 31/05/2010 tarihi itibariyle müvekkiline sözleşmenin feshedildiği bildirilerek iş verilmediğini, 01.01.2010 tarihinden 31.05.2010 tarihine kadar ki süreçte verilen hizmetler için sehven asgari ücret tarifesinin altında ücretlendirme yapılarak fatura düzenlendiğini, 2010 yılı Ocak ve Şubat aylarına ilişkin fark faturalarının davalı şirketçe ödendiğini, 2010 yılı Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin 188.816,52 TL tutarında 7 adet fark faturasının davalı şirket tarafından itiraz edilerek müvekkili şirkete iade edildiğini, anılan faturalara dayalı olarak KDV dahil 188.816,52 TL ücret farkı alacağı bulunduğunu, anılan faturaların vergi yükümlülüğünün ertelenmesi için müvekkilince iptal edilmek zorunda kalındığını, sözleşmenin davalı tarafça tek taraflı haksız ve erken feshinden dolayı 31/05/2010 tarihinden 31/12/2010 tarihine kadar ki yedi aylık süre ile ilgili kazanç kaybı söz konusu olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL kazanç kaybı ve 188.816,52 TL ücret farkı alacağının kısa vadeli kredilere uygulanan en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, 20.12.2013 tarihli dilekçesi ile kazanç kaybı talebini 77.870 TL’ye artırarak avans faizi ile birlikte tahsilini, fatura fark alacağı konusunda ıslah ve ek dava hakkını saklı tuttuğunu, karşı davanın kabul edilecek olması halinde bilirkişi raporunda hesaplanan 718.061,00 TL alacağın davalı alacağından mahsup edilmesini talep etmiş, karşı davaya cevabında, davalı karşı davacı ile müvekkili arasında yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmadığını savunarak, karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı karşı davacı vekili, asıl davanın reddini istemiş, karşı davada müvekkilince davacı karşı davalının çeşitli ihtiyaçlarına binaen cari hesaba mahsuben ödemeler yapıldığını, müvekkilinin 755.525,65 TL alacağı bulunduğunu ileri sürerek, anılan meblağın cari hesabın kat edildiği tarihten itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin davalı karşı davacı tarafça haklı bir sebep gösterilmeksizin tek taraflı olarak feshedildiği, bu feshin erken ve haksız bir fesih olduğu, davacının 7 aylık kar kaybı talebinin 77.870,58 TL olarak hesaplandığı, davalının cari hesap alacağı ile ilgili olarak da davacı firmanın davalı firmaya vermiş olduğu gümrükleme hizmeti karşılığında Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2010/4 genelgesi gereğince asgari ücret tarifesine göre düzenlemesi gereken fatura tutarlarının altında kesmiş olduğu KDV hariç komisyon fatura tutarının ise yapılan inceleme sonucunda 718.061,00 TL alacak bakiyesi verdiği, davacı firmanın davalı firmaya 37.464,63 TL borçlu olduğu gerekçesiyle asıl davada kazanç kaybı ile ilgili talebin kabulü ile 77.870,58 TL’nin dava tarihinden itibaren kısa vadeli kredilere uygulanan reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karşı davada davacı karşı davalının takas mahsup talebinin kabulü ile 37.464,63 TL’nin hesabın kat edildiği tarihten itibaren reeskont faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Asıl dava, taraflar arasındaki gümrük müşavirliği hizmet sözleşmesinin davalı tarafça haksız feshedildiği iddiasıyla kazanç kaybı ve 2010 yılı Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ilişkin hizmet faturalarının asgari ücret tarifesinin altında ücretlendirilmesi nedeniyle kesilen fark faturalarından kaynaklanan alacağın tahsili, karşı dava ise cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, 20.09.2012 tarihli kök rapor ve 15.11.2013 tarihli ek raporlar hükme esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Hükme esas alınan kök raporun 4. sayfasında “davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, VUK’nun 30.maddesinin 4.bendi hükmü karşısında davacının resmi defterlerindeki kayıtların ihticaca salih olmadığı ve bu nedenle davacının 188.816,52 TL’lik alacağını kayden ispat edemediği kanaati oluştuğu” belirtilmesine rağmen başka herhangi bir açıklama yapılmadan raporun sonuç bölümünde “davacı K. Gümrük Müşavirliği Ltd. Şti’nin davalı karşı davacıya vermiş olduğu gümrükleme hizmeti karşılığında Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün (2010/4) sayılı Genelgesi gereğince asgari ücret tarifesine göre düzenlemesi gereken fatura tutarlarının altında kesmiş olduğu (KDV)hariç komisyon faturalarının tutarının yapılan inceleme sonucunda 718.061,00 TL alacak bakiyesi verdiği belirtilip, davalı karşı davacının defterlerinin ise usulüne uygun tutulduğu ve 31.07.2010 tarihi itibariyle 755.525,63 TL cari hesap alacağı olduğu belirtildikten sonra yine davalı karşı davacı D. Demir Çelik End. Tic. A.Ş.’nin alacağının dayanakları konusunda başka herhangi bir açıklamaya yer verilmeden raporun sonuç bölümünde davalı karşı davacı D. Demir – Çelik End. ve Tic. A.Ş’nin 755.525,63 TL alacağından davacının alacağı 718.061,00 TL düşüldüğünde davalı-karşı davacının 37.464,63 TL alacaklı olduğu” belirtilmiştir. Ancak mahkemece hükme esas alınan bu kök rapora taraf vekilleri, sadece kazanç kaybı hesabını içeren ek rapora ise davalı karşı davacı vekili ciddi itirazlar ileri sürmüştür.
Bu itibarla mahkemece, davacının davalı-karşı davacı D. Demir- Çelik End. ve Tic. A.Ş’ye hizmet faturası kestikten sonra tekrar “Türk Ticaret Kanunu, Gümrük mevzuatı ve asgari ücret tarifesi hükümleri” ile davacının davalı-karşı davacıya verdiği hizmetin niteliği de gözetilmek suretiyle verilen hizmetler için sehven asgari ücret tarifesinin altında ücretlendirme yapıldığı iddiasıyla fark faturası düzenleyip düzenleyemeyeceği, bilirkişi raporunun 4. sayfasında davacının 188.816,52 TL’lik alacağını kayden ispat edemediği kanaati oluştuğu belirtildikten sonra hiçbir açıklama yapılmadan raporun sonuç bölümünde davacının 718.061,00 TL alacağı olduğu sonuç ve kanaatine nasıl ulaşıldığı, yine davalı karşı davacı D. Demir- Çelik End. ve Tic. A.Ş’nin 755.525,63 TL alacağının dayanaklarını ortaya koyacak ve taraf vekillerinin alacak hesaplamaları bakımından kök rapora, davalı-karşı davacı vekilinin ek rapora karşı ileri sürdüğü ciddi itirazları karşılayacak denetime elverişli ek rapor ya da yeni bir heyetten rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmek gerekirken denetime elverişli olmayan kök ve ek rapora göre karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Ayrıca mahkemece, karşı davada hükmedilen meblağın “hesabın kat edildiği tarihten itibaren” faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de hesap kat tarihinden itibaren faize hükmedilebilmesi için taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunduğu iddia ve ispat olunmadığına ve davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalı K. Gümrük Müş. Ltd. Şti’ne gönderilmiş bir kat ihtarına da dosya kapsamında rastlanılmadığına göre karşı dava bakımından hesap kat tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınıp yekdiğerine verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istelerine halinde temyiz eden taraflara iadesine, 22/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.