Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/9049 E. 2015/6177 K. 30.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/9049
KARAR NO : 2015/6177
KARAR TARİHİ : 30.04.2015

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 06/03/2014 tarih ve 2012/230-2014/60 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 28.04.2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketin 29.05.2012 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında, TTK’nun emredici hükümlerinin ve müvekkilinin azlık haklarının ihlal edildiğini, toplantının başında özel denetçi atanmasının gündeme alınmasına ilişkin talebinin mülga TTK’nun 348. maddesine aykırı olarak reddedildiğini, bilanço ile ilgili görüşmelerin TTK’nun 377. maddesi uyarınca ertelenmesi talebinin de kabul görmediğini, oysa anılan madde çerçevesinde yapılacak erteleme talebi için hiçbir gerekçe gösterme zorunluluğunun bulunmadığını, erteleme talebinin bulunması halinde bilanço ile bağlantılı gündem maddelerinin de görüşülmesinin ertelenmesi gerekirken bilanço ve kar zarar hesaplarının kabul edildiğini, şirket karının dağıtılmamasına karar verildiğini, bu karar ile birlikte bilanço ile doğrudan ilgili gündemin 4,5,6 ve 7. maddelerinin de görüşüldüğünü ve karara bağlandığını ileri sürerek, şirkete kayyım atanmasına ve 29.05.2012 tarihli genel kurulda, yönetim kurulunun ibra edilmemesi yönündeki karar dışında alınan diğer kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, iptali istenilen kararların alındığı genel kuruldan önce davacıya ihtarname gönderilerek şirketin tüm belgelerini incelemesi hususunda bildirimde bulunulduğunu, şirket kayıtlarını incelemeyen davacının, kötüniyetli olarak erteleme talebinde bulunduğunu, davacının şirketi çalıştırmamayı amaçladığını, bilanço ile ilgisi bulunmayan şirket sermayesinin artırılmasına ilişkin kararın erteleme kapsamında kabul edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, esas sermayenin en az 1/10’unu elinde bulunduran pay sahiplerinin özel denetçi atanmasını talep etmeleri durumunda bu husususun gündeme eklenmesi ve bir karara bağlanması gerektiği, davalı şirketin %25’i oranında pay sahibi olan davacının talebinin gündeme alınmamasına ilişkin kararın kanuna aykırı olduğu, yine mülga TTK’nun 377. maddesi uyarınca sermayenin en az 1/10’unu elinde bulunduran azınlık pay sahiplerinin, bilanço görüşmelerinin bir ay süre ile ertelenmesini talep etmeleri halinde bu talebin herhangi bir gerekçesi olmasa bile bilançonun tasdiki ve bununla bağlantılı görüşmelerin bir ay sonraya bırakılmasının zorunlu bulunduğu, davacının erteleme talebinin reddi ile bilançonun ve bununla bağlantılı hususların karara bağlanmasının doğru olmadığı, bu nedenle 3,4 ve 5 nolu kararların da yerinde görülmediği, ayrıca sermaye artırımına ilişkin görüşmenin de bilanço ile ilgili olması karşısında buna ilişkin görüşmenin de ertelenmesi gerekirken karara bağlanmasının doğru bulunmadığı, diğer maddeler yönünden ise iptal koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 29.05.2012 toplantının 7. ve 8. maddelerine yönelik iptal isteminin reddine, özel denetçi atanması hususunun toplantı gündemine alınmaması kararı ile karın dağıtılmamasına ve kar zarar hesabının tasdikine ilişkin 3 nolu, denetçinin ibrası ile denetçi seçimine dair 5 nolu ve sermaye artırımına ilişkin 6 nolu kararların iptaline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, anonim şirket genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, somut uyuşmazlığa uygulanması gereken mülga 6762 sayılı TTK’nun 348. maddesi uyarınca azlığın özel denetçi tayini istemi genel kurulca reddedilmişse ilgililer mahkemeye başvurmak suretiyle özel denetçi seçimini isteyebilirler. Özel denetçi seçimi talebinin reddine ilişkin genel kurul kararının iptali isteminde azlığın hukuki yararı yoktur. Çünkü azlık, istemin reddi halinde mahkemeye başvurabilir. Kanun koyucu da bunun için istemin reddi halinde iptal yoluna gidilmeyip, özel denetçi seçiminin mahkeme kanalıyla sağlanması hükmünü getirmiştir. Bu durum karşısında mahkemece, davacının 29.05.2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan özel denetçi tayini talebinin gündeme alınmamasına ilişkin genel kurul kararının iptali isteminin yukarıda açıklanan gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu talep yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 30/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.