Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/8822 E. 2015/8570 K. 22.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8822
KARAR NO : 2015/8570
KARAR TARİHİ : 22.06.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2014
NUMARASI : 2008/183-2014/14

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/01/2014 tarih ve 2008/183-2014/14 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21/04/2015 günü hazır bulunan davacı vekilleri Av. M. G. ile Av. A.. K.., davalı vekilleri Av. S.. K.. ile Av. İ. T.B. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 2000 yılından başlayarak müvekkilinin 115815 ve 115893 sayı ile tescilli “d.+şekil”, 153362 sayı ile tescilli “şekil” markalarından doğan haklarına tecavüz etmek ve aynı zamanda “k. b.” ve “d.” ürünlerine ait ambalajları taklit etmek suretiyle oluşturduğu “g.” markalı ürünü yurt içi ve yurtdışındaki müşterilerine satmak suretiyle müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yarattığını, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti için açtıkları davada İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2003/41 Esas 2005/15 Karar sayılı kararı ile davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetinin kabul edildiğini, bu kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından onanıp karar düzeltme istemi reddedilerek 22/06/2007 tarihinde kesinleştiğini, buna rağmen davalının eylemlerini sürdürdüğünü ve kesin hükme rağmen tecavüz ve haksız rekabet fiillerine devam ettiğini, söz konusu ilamın infazı sırasında Gaziantep ve Küçükçekmece İcra Daireleri’nce bu hususun tespit edildiğini, müvekkilince piyasa istatistikleri sağlayan dava dışı AC N. firmasına davalının satışları konusunda tespit yaptırıldığını, müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet nedeniyle talep edebileceği tazminat rakamının belirlenebilmesi için 556 sayılı KHK’nın 65. maddesine göre belge ve bilgi ibrazını talep hakkı bulunduğunu, buna göre bir tercih yapacağını bu hususun ön mesele olarak halledilmesi gerektiğini, tazminat tercihi için KHK’nın 65. maddesine göre davalıya ihtarname gönderilerek belge ve bilgi sağlanması talep edilmesine rağmen davalının, davanın açıldığı tarihe kadar belge ve bilgi sağlamaktan imtina ettiğini, davalı taraf belge ve bilgi vermediği için tazminat rakamını tahmin etme imkanı bulunmadığını, AC Nielsen Şirketi’nin sağladığı istatistiki verilere göre davalının 01.01.2000 ila 30.09.2008 tarihleri arasında marka tecavüzü ve haksız rekabet nedeniyle elde etmesi muhtemel gelirin sadece Türkiye’deki satışlara göre bile yaklaşık 2.400,000 TL’yi aştığını ileri sürerek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 2000, 2001, 2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007 ve 2008 mali yılları için müvekkilinin talep edebileceği tazminatın ayrı ayrı tespitini ve bu tespite göre tazminat konusunda hüküm kurulmasını, şimdilik toplam 2.000.000,00 TL’nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, 18.12.2013 tarihinde ıslah harcı yatırılmak suretiyle 26.125.356,19 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin kararının kesinleşmesinden sonra G. markalı ürünlerinin ambalajlarını ve ürünlerini değiştirip iltibas oluşturmayacak şekilde kullanmaya başladığını, müvekkilinin ticari defter ve kayıtlarının davacı tarafça incelenmesine imkan verilmesi durumunda müvekkilinin ticari sırlarının davacının eline geçeceğini, mahkeme kararının infazı sırasında tespit edilen kutuların boş kutular olduğunu, piyasaya sürülmesi veya ticaret alanına çıkarılmasının söz konusu olmadığını, maddi tazminat koşullarının oluşmadığını, davacı davasını kesinleşen mahkeme kararına dayandırdığına göre müvekkilinin 22/06/2007 tarihine kadar bu ürünleri kullanmasında hiçbir hukuka aykırılık bulunmadığını, davacı tarafın 2000 tarihinden dava tarihine kadar tazminat talep edemeyeceğini, tazminata hükmedilecekse 22/06/2007 tarihine göre belirlemesi gerektiğini, ıslahla arttırılan kısım için zamanaşımı söz konusu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının tazminat talebini 556 sayılı KHK’nın 66/b ve TTK’nun 58/2 maddelerine dayandırdığı, yargılama sırasında davalı şirketin ticari defter ve faturalarının yangın neticesi zayi olduğunun bildirildiği, dava konusu uyuşmazlık İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 03/02/2005 tarih ve 2003/41 Esas, 2005/15 Karar sayılı ilamına dayalı olarak açılmış ise de davacı tarafın dava dilekçesinde bu ilama konu ürün satış dönemlerini aşacak şekilde talepte bulunduğu, davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan eylemi, İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2003/41 Esas sayılı davanın açıldığı tarih itibariyle mevcut olan ve bu mahkeme kararının ekinde yer alan 1-a, 1-b, 1-c, 2-a, 3-a, 3-b, 3-c kod numaraları G. ürünlerine ilişkin olması nedeniyle bu davanın açıldığı tarihten sonraki dönemi kapsayan taleplerle ilgili olarak kesinleşmiş ilama dayalı olarak tazminat talebinde bulunulmasının mümkün görülmediği, davalı taraf yargılamanın son aşamasına kadar verdiği dilekçelerinde tazminat hesabının en son 22/06/2007 tarihine kadar yapılabileceğini, İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin ilamının kesinleştiği 22/06/2007 tarihinden itibaren ürün ambalajlarını değiştirdiklerini ve bu tarihten itibaren farklı ambalaj kullanmaya başladıklarını belirterek bu tarihten sonraki dönem için tazminat hesabı yapılamayacağını beyan ettiğinden ve kesinleşen ilama konu G. ürünlerinin 22/06/2007 tarihine kadar aynı ambalajla üretim ve satışının devam ettiği kabul edilerek tazminat hesabının bu tarihe kadar yapılmasının uygun görüldüğü, bu tarihi aşan ve ispat edilemeyen zarar iddiasının dikkate alınmadığı, davalı tarafın belirtilen tarihten sonra aynı G. ürün ambalajlarını kullandığına dair somut delilin dosyada bulunmadığı, Yargıtay HGK’nun 26/03/2008 tarih ve 2008/11-269 Esas, 2008/279 Karar sayılı ilamı karşısında davacının İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin kararının dava tarihini ve kesinleşme tarihi olan 22/06/2007 tarihini aşan döneme ilişkin tazminat taleplerinin reddi gerektiği, 01.08.2013 havale tarihli ek rapor hüküm kurmaya elverişli kabul edilerek davalının 01/01/2000 tarihinden, 22/06/2007 tarihine kadar dava konusu Gofresh ürün satışlarından dolayı elde ettiği toplam net gelirin 1.304,719,50 TL olduğu sonucuna ulaşıldığı, davalı taraf, tazminat rakamından hakkaniyete uygun bir indirim yapılmasını talep etmiş ise de 818 sayılı BK’nun 44. maddesinde yazılı koşullar somut olayda gerçekleşmediğinden indirim yapılmasına gerek görülmediği, davacı taraf AC N. Şirketi’nin hazırladığı veriler esas alınarak tazminat rakamının belirlenmesini veya davalıya HMK’nun 220/3 maddesine göre ihtar yapılarak, tazminat iddialarını kabul edilmesini talep etmişse de AC N. Şirketi’ne ait rakamların, davalının dava konusu ürün satışlarıyla ilgili net rakamlar olmadığı, bu şirket verilerinin tahmine ve varsayıma dayalı veriler olması nedeniyle tek başına hükme esas alınamayacağı, davalının dava konusu ürün satışları, satış karı, bu satışlar için yaptığı yatırım ve finansman değeri gibi tüm faktörlerin birlikte dikkate alınması gerektiği, belirtilen tüm faktörleri dikkate alan 4. ek rapora göre değerlendirme yapılmasının uygun görüldüğü, davalının iş yerinde çıkan yangın sonucunda bir kısım ticari ve mali kayıtları yok olduğuna dair karar ibraz edildiğinden davalının belge ibrazının imkansız olması nedeniyle HMK’nun 220/3 maddesinin uygulama yerinin bulunmadığı, davalı taraf zamanaşımı itirazında bulunmuşsa da tazminat taleplerinin kesinleşmiş mahkeme kararına dayalı olduğu, zamanaşımının davacının, zarar verenle birlikte zararı öğrenmesinden itibaren başlayacak oluşu ile davalının eyleminin aynı zamanda marka hakkına tecavüz suçu oluşturmasından dolayı 8 yıllık ceza zamanaşımının da somut olayda uygulama yerinin bulunduğu kabul edilerek, zamanaşımı itirazının yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin kesinleşen 03/02/2005 tarih ve 2003/41 Esas, 2005/15 Karar sayılı ilamına ve işbu davaya konu olan GOFRESH adlı ürünler nedeniyle davacının zararının, 2000 yılı için 16.436,38 TL, 2001 yılı için 128.001,17 TL, 2002 yılı için 70.536,76 TL, 2003 yılı için 29.342,77 TL, 2004 yılı için 301.086,54 TL, 2005 yılı için 239.550,20 TL, 2006 yılı için 238.679,48 TL ve İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşme tarihi olan 22/06/2007 tarihine kadarki dönem için 281.086,20 TL olmak üzere toplam 1.304.719,50 TL olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve mahkemece hükmedilen tazminatın 818 sayılı BK’nun 42. ve 43. maddeleri (6098 sayılı TBK’nun 50. ve 51. maddeleri) uyarınca dosya kapsamına uygun bulunmasına göre taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100 TL vekalet ücretinin her bir yandan alınarak yek diğerine verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 66.844,05 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 22/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.