Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/8507 E. 2014/18051 K. 20.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8507
KARAR NO : 2014/18051
KARAR TARİHİ : 20.11.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2013/168-2013/476

Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/12/2013 tarih ve 2013/168-2013/476 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketi ile davalı şirket …Reasürans A.Ş. (eski unvanı …. Reasürans A.Ş.) arasında 1981-1999 yıllarına ilişkin olarak diğer bazı reasürans şirketlerinin de katılımı ile “Reasürör anlaşmaları” (Trete) yapıldığını, bu anlaşmalar ile sigorta primi ve hasarların belli oranlarla taraflar arasında paylaştırıldığını, tarafların riski üstlendiği muhtelif branşlarda tanzimli poliçelerden kaynaklanan hasar ödemelerinin müvekkili şirket tarafından yapıldığını ve ilgili dönemlere ilişkin hesap ekstrelerinin dava dışı şirketler ile davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirket yetkililerinin şirketi yeni devir aldıklarını ve hesap detaylarına ulaşamadıklarını belirterek takibe konu borcu ödemekten imtina ettiklerini, şirket kayıtlan üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile davalı şirketten olan reasürör payı alacaklarının tespit edileceğini, davalının sorumlu olduğu 22.042,22 TL asıl alacak için Beykoz İcra Müdürlüğü’nün 2010/4698 sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun işbu dosyaya yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %40 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına, toplanan delillere ve düzenlenen bilirkişi kök-ek raporlarına göre, trete sözleşmesi kapsamında taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğu, dönemsel olarak taraflar arasında yapılan ödemelerle ilgili mali kayıtlara ulaşıldığı, ancak davada davacının bakiye alacak iddiası bakımından hasar bedelleri ve mutabakatın varlığı ile ilgili olarak sigorta primi ve hasarların sözleşmede belirlenen oranlara göre taraflar arasındaki paylaşımından kalan bakiye alacağın varlığının her türlü şüpheden uzak yasal delillerle ispat olunamadığı, açık mutabakatın kabulü bakımından yasal koşulların davada gerçekleşmediği, davalının karşılıklı sulh yoluyla çözümlenebileceği yönündeki taleplerin davacı tarafça dikkate alınmadığı, mevcut defter ve muhasebe kayıtları ile sigorta bilirkişilerince sonuca ulaşılamadığı, davacı tarafça alacağın varlığını ve kabulünü sağlayacak nitelikte detaylı delillerin verilen sürede yerine getirilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, taraflar arasındaki reasürör anlaşmaları gereğince davalı şirkete karşı başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, düzenlenen bilirkişi kök raporunda, davalının 2007 yılı ticari defterlerine göre davacı şirket lehine 1.210,53 TL alacak kaydının bulunduğu, 2008 yılı defter açılış kaydında ve 31/12/2008 tarihli kapanış kaydında da davacı tarafın 1.210,53 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, 2009-2010 yılı davalı ticari defterleri sunulmadığından başka alacak tespit edilemediği belirtilmiştir. Davalının 2008 yılı ticari defterinde davacı şirket lehine 1.210,53 TL alacak kaydı olduğuna göre bu alacağın ödendiğinin ispat yükü davalı tarafta olup, bu hususta davalı şirketin delilleri sorularak değerlendirilip, oluşacak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.