Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/5937 E. 2014/9340 K. 20.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5937
KARAR NO : 2014/9340
KARAR TARİHİ : 20.05.2014

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/12/2012 gün ve 2012/247-2012/44 sayılı kararı bozan Daire’nin 26/11/2013 gün ve 2013/5074-2013/21366 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, mahkeme kararı ile müvekkilinden tahsiline karar verilen 89.770,33 USD’nin karar henüz kesinleşmeden davalı tarafından tahsil edildiğini, kararın temyizi üzerine en son davanın 40.252,43 USD üzerinden kabulüne karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, müvekkilince İİK 40/2. maddesi uyarınca İcra Müdürlüğü’nden icranın iadesinin istendiğini, davalının icra müdürlüğünce tespit edilen 15.193,74 TL’yi icra dosyasına yatırdığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 87.718,49 TL faiz alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, mahkeme ilamına dayanılarak alacağın tahsil edildiğini, müvekkilinin kusuru bulunmadığını, faiz istenemeyeceğini, faizin sadece iade muhtırasındaki süre geçtikten sonra söz konusu olacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 87.718,49TL’nin davalıdan tahsiline dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine karar Dairemizin 26.11.2013 günlü ilamında açıklanan nedenlerle davalı yararına bozulmuştur.
Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebepler ile Dairemiz ilamında da belirtildiği gibi İİK’nın 40/2. maddesi gereğince, bir ilâm hükmü icra edildikten sonra bölge adliye mahkemesince kaldırılır veya yeniden esas hakkında karar verilir ya da Yargıtayca bozulup da aleyhine icra takibi yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kesin bir ilâmla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icranın tamamen veya kısmen eski hâline iade olunacağı düzenlenmiş olup, buna göre alacaklının mahkeme kararına dayalı olarak tahsil ettiği parayı tamamen veya kısmen iade borcunun doğması anılan kanun hükmü uyarınca bu husustaki kararın kesinleşmesi şartına bağlanmış olmakla, karar kesinleşinceye ve iadesi istenen tutar kendisine ihtar edilinceye kadar alacaklının tahsil ettiği parayı elinde tutması kanuni bir hakkın kullanımı niteliğinde bulunduğundan iade ile yükümlü olmadığı
sürede temerrüt halinin söz konusu olmaması karşısında davacının işbu davada, iadeye konu parayı kullanamamaktan dolayı uğradığı zarar kapsamında ileri sürdüğü fazladan tahsil edilen paranın tahsil tarihinden çıkartılan muhtıra uyarınca iade edildiği tarihe kadar olan sürede işlemiş faizinin tahsiline yönelik isteminin, kanunen koruma altında olmaması nedeniyle bozma ilamına yönelik karar düzeltme itirazları yerinde olmayıp, bozma ilamında geçen “davacının icra müdürlüğüne ödemiş olduğu parayı kullanamamasından dolayı zararı varsa ayrı bir dava ile bu zararını istemesinin mümkün bulunduğu” yönündeki açıklamanın ise borçlunun temerrüdü halinde istenmesi mümkün bulunup da ayrıca kanıtlanmasına ihtiyaç bulunmayan temerrüt faizi dışında kalan ve kanıtlanması gereken zararlara yönelik olarak anlaşılması gerekmekle, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 52,40 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 228,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 20/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.