Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/5849 E. 2014/12714 K. 02.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5849
KARAR NO : 2014/12714
KARAR TARİHİ : 02.07.2014

MAHKEMESİ : … ….FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … ….Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen …/09/2013 tarih ve 2011/71-2013/176 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava konusu meblağ 18.563 TL’nin altında bulunduğundan 6100 Sayılı Kanun’un geçici …/…. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK’nın 3156 sayılı Kanun’la değişik 438. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili, davalı-karşı davacı adına çoklu tescilli … ve 4 nolu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini haiz olmadığını, bu tasarımların davalı-karşı davacı tarafından kötü niyetli olarak tescil edilmiş olduğunu, söz konusu tasarım ile kendisine ait tasarımlar arasında ayniyet derecesinde benzerlik olduğunu, davalı-karşı davacının tescil ettirmiş olduğu tasarımların bu tasarımların tescil başvurusu tarihlerinden … ay önce de kamuya sunmuş olduğunu ileri sürerek, yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini haiz olmayan söz konusu tasarımların hükümsüzlüğüne karar verilmesini, ayrıca davalı-karşı davacının söz konusu kullanımlarının kendisinin tescilli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, kendisinin tescilli tasarımlarını kullanmakta olduğunu ve bu nedenle de bu kullanımlarının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceğini, tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini haiz ve davacı-karşı davalı adına tescilli tasarımlardan farklı olduğunu, davacı-karşı davalı adına tescilli markanın 556 sayılı KHK’nın 7/1/c maddesi hükmü uyarınca marka olarak tescil edilemeyeceğini ve bu nedenle de hükümsüzlüğünün gerektiğini savunarak, asıl davanın reddi ile karşı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı-karşı davacı adına tescilli tasarımlar ile davacı-karşı davalı ürünleri arasında belirgin derecede benzerliğin bulunduğu, söz konusu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik niteliklerine haiz bulunmadığı, ancak davalı-karşı davacının tasarımı … nezdinde tescil ettirdiği, bu kullanımın tasarım hukukundan yararlanmaya hak kazandığı ve tescil ettirilen bir hakkın kullanımının engellenemeyeceği, dolayısıyla davalı-karşı davacının tescilli tasarımının koruması kapsamında bulunan kullanımlarının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmayacağı gerekçesi ile asıl davanın ksımen kabulü ile … nezdinde tescilli 2002 02001 nolu çoklu tasarımın … ve 4 nolu tasarımın hükümsüzlüğüne, markaya tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesine ilişkin talebinin reddine; karşı davada ise “şekil” markasının davacı-karşı davalı adına 2002 20947 sayıyla biçimde 30. sınıfta yer alan mal ve hizmetler bakımından
06.05.2009 tarihinde tescil edildiği ve 20.08.2002 olan başvuru tarihinden itibaren koruma altında olduğu, davacı-karşı davalının markasının dikdörtgen şeklindeki şeffaf bir ambalaj içerisinde yer alan içerisinde yer alan özel tasarımlı ambalajı ile belirli bir düzen içinde yerleştirilmiş pralinlerden meydana geldiği, KHK’nın 7/1c maddesinde belirtildiği gibi cins, kalite vb. nitelik belirten bir formdan meydana gelmediği, markanın sarı yaldızlı çikolata topları sayesinde ayırt ediciliğe sahip olduğu, bu nedenle hükümsüzlüğünün istenemeyeceği gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı-karşı davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 02/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.