Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/5695 E. 2014/9306 K. 20.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5695
KARAR NO : 2014/9306
KARAR TARİHİ : 20.05.2014

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/05/2012 gün ve 2009/164-2012/293 sayılı kararı bozan Daire’nin 08.10.2013 gün ve 2013/1171 – 2013/17894 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, davacının ganyan bilet satışlarını kredi kartı aracılığı ile sattığını, 17 Ocak 2000 tarihinde davalı tarafından tahsil için onay verilen bedelin bankaca bloke edilerek ödenmediğini, bankanın oyalama amacı güdüp kredi kartının çalıntı olduğunu söyleyerek ödemede direnme gösterdiğini, davalının dolandırıcılık suçlaması ile müvekkili hakkında şikayetçi olduğunu ancak böyle bir durumun söz konusu olmadığını ileri sürerek, 15.400,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya ait işyerinde manyetik alan kopyalaması sureti ile üretilmiş sahte kartlar kullanıldığını, yapılan işlemlerin şüpheli görülüp ilgili birimin yaptığı araştırma sonrası işlem yapılan kartların sahte, kartlarla gerçekleştirilen işlemlerin dolandırıcılık olduğunu saptandığını, davacının hesabına bloke konularak kart sahibi yabancı bankalardan bilgi istendiğini, gelen cevaplarda kartların sahte, yapılan eylemlerin de dolandırıcılık olduğunun bildirildiğini, konu ile yapılan şikayet sonrası davacı tarafın dolandırıcılıktan hüküm giydiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece kullanılan her iki kredi kartının da yabancı bankalarca verilen kredi kartı olması, her iki kredi kartının da arka arkaya ve kısa zaman dilimi içinde birden çok defa kullanılmasında üye işyeri davacının sözleşmenin kendisine yüklediği, özen borcu gereği şüphelenerek araştırma yapması gerekirken hiç bir şüpheye ve araştırmaya gerek görmemesinin özen borcunun ihlali anlamına geldiği, dosyada mevcut … 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2000/380-2004/134 sayılı kesinleşen kararı ile davacının dolandırıcılık suçundan cezalandırılmasına karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 08.10.2013 tarihli kararı ile bozulmuştur.
Davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve … 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2000/380-2004/134 karar sayılı dosyasında davacı hakkında verilen dolandırıcılık suçundan mahkumiyet kararının Yargıtay 11.Ceza Dairesi’nin 2009/4106 kararı ile zamanaşımı nedeniyle davanın ortadan kaldırılmasına karar verildiği, davacı hakkında kesinleşen bir mahkumiyet kararının bulunmadığının anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin HUMK’nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nun 442.maddesi gereğince REDDİNE, alınmadığı anlaşılan 52,40 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK’nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 228,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine, 20.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.