Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/4647 E. 2014/12719 K. 02.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4647
KARAR NO : 2014/12719
KARAR TARİHİ : 02.07.2014

MAHKEMESİ : … ….FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … ….Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 01/…/2013 tarih ve 2011/55-2013/208 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin … nezdinde 2004/06993 tescil numarası ile 35, 41 ve 43. sınıflarda tescilli “…”, 2006/34243 tescil numarası ile 43. sınıfta tescilli “MARMARİS CAFE”, 2006/34244 tescil numarası ile 43. sınıfta tescilli “MARMARİS BÜFE” ve 2002/14918 tescil numarası ile 43. sınıfta tescilli “MARMARİS” markalarının sahibi olduğunu; müvekkilin “… Büfe” zincirinin sahibi olduğunu, 60’a yakın şubesi ile sektörde lider konumda olduğunu ve markalarının hızla tanınmış marka olma yolunda ilerlediğini, davalının ise … Bebek semtindeki büfesinde yiyecek içecek hizmeti sağlanması ile ilgili faaliyet gösterdiğini ve “SUSAM MARMARİS sm” ibareli markayı … nezdinde 11.05.2006 tarihinde tescil ettirdiği şekilde kullanmayarak sadece “SUSAM” ibaresini kullandığını; ancak bu durumun davalının markasını tescil ettirdiği haliyle kullanmayacağı anlamına gelmediğini; davalı markasının müvekkil markalarından “MARMARİS”, “MARMARİSBÜFE” ve “MARMARİSCAFE” markalarıyla karıştırılma ihtimali bulunduğu belirterek davalı adına 2004/45455 numara ile tescilli “SUSAM MARMARİS sm” markasının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait “SUSAM MARMARİS sm” markasının 31…2004 tarihinden itibaren … yıl müddet ile tescil edildiğini; dava açmak için gerekli 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu; bu nedenle davanın reddinin gerektiğini; davacının markalarının gerek logo, gerek yazılış tarzları ve renkleri bakımından müvekkilin kullandığı marka, logo ve renklerden farklı olduğunu; bu nedenle ibareler arasında iltibas oluşmasının mümkün olmadığını; müvekkil markasının davacı markasıyla tüketicinin algısında yanılgıya sebep olacak bir benzerliğinin söz konusu olmadığını; müvekkil markasının davacıya ait “…”, “MARMARİS BÜFE”, “MARMARİS CAFE” gibi markalarından çok önce tescil edildiğini; müvekkilin 20 yılı aşkın süredir büfe işletmeciliği yaptığını; davacı şirketin yakın tarihte şubeleştiğini ve tanındığını; davacıdan önce ticari yaşamda olan müvekkilin davacının tanınmışlığından ve popülaritesinden yararlanma ihtimalinin olmadığını; 556 sayılı KHK hükümleri gereğince sıfat, sıfat tamlaması yer, yöre adlarının marka kapsamında değerlendirilmediğini; bu nedenle “SUSAM MARMARİS sm” marka ve logolu ismin iktibas kapsamında olmadığını; Marmaris’in … ilinin bir ilçesi olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraf markalarının aynı mal/hizmet sınıflarında tescilli oldukları ve fiilen aynı faaliyet alanında kullanıldıkları, taraflara ait ibareler karşılaştırıldığında davalı markasının esas baskın unsurunun “SM “ibaresi olup davacı markalarından farklılaştığı, bu nedenle aralarında benzerlik olmadığı, markalardaki ortak ibare olan “Marmaris” ibaresinin coğrafi yer adı olduğu kimsenin tekeline verilemeyecek mahiyette bulunduğu, herkesin kullanımına açık bir ibare olması sebebiyle zayıf marka durumundaki “Marmaris” ibaresinin …. kişiler tarafından iltibas yaratmaksızın kullanımına davacının katlanması gerektiği, davalı ibaresindeki esas unsurun davacı markasından farklı olması nedeniyle ibareler arasında iltibasın doğmayacağı, davacının tanınmışlık iddiasını ancak davalı tescil tarihi itibariyle tanınmış olması halinde ileri sürebileceği, oysa davacı markasının davalının tescil tarihi itibariyle tanınmış olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 02/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.