Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/2682 E. 2014/7278 K. 14.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/2682
KARAR NO : 2014/7278
KARAR TARİHİ : 14.04.2014

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Yozgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 07.11.2013 tarih ve 2013/492-2013/641 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler elektronik ortamda okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin müdürü olan …’ye 40.000 TL borç para verdiğini, bunun karşılığında da 10.05.2006 vadeli 42.000 TL bedelli bonoyu aldığını, borcun ödenmemesi üzerine müvekkilince söz konusu bonoya dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, bu süreçte müvekkilinin oyalandığını ve alacağının ödenmediğini, daha sonra da davalı borçlunun talebi üzerine icra hukuk mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, zamanaşımına uğrayan bononun asıl ilişki yönünden yazılı delil başlangıcı teşkil ettiğini, ayrıca aradaki temel ilişki kanıtlanamasa bile TTK’nın 644. maddesi uyarınca da davalının müvekkiline karşı sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, 42.000 TL’nin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının borç para verdiğine ilişkin iddialarını kabul etmediklerini, TTK’nın 644. maddesine dayalı talep yönünden ise davanın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, senede dayalı alacak davasının zamanaşımı süresinden sonra açıldığı anlaşılmış ise de, davacının davasında temel ilişkiye dayandığı, bilahare davacı asilin bizzat ibraz ettiği banka dekontu aslından ve hesap cetvelinden de açıkça anlaşılacağı üzere, davacının 02/03/2006 tarihinde kendi banka hesabından 40.000 TL çektiği ve aynı tarihte davalı şirket hesabına 40.000 TL’yi yatırdığı, taraflar arasında banka şubesinde yapılan bu para alışverişine tanıklardan Hacı Hasan Toprakseven’in bizzat şahit olduğu, diğer tanıkların ise bu para alışverişini duydukları ve bildikleri, zira davacı asilin bizzat bu temel ilişkiye dayalı banka dekontu aslını muhafaza etmesi, bilahare aslını mahkemeye bizzat ibraz etmesinin de davacının davalı şirkete parayı yatırdığını gösterdiği, herkes yatırdığı paranın dekontunu bizzat muhafaza edeceğinden bunun davacının bizzat parayı davalı şirketin hesabına yatırdığını gösterdiği ve bu hususun hem hayatın olağan akışına uygun bulunduğu hem de taraflar arasındaki borç/alacak ilişkisini ispatlayan bir faktör olarak değerlendirildiği, bozma ilamında da belirtildiği üzere, tanık beyanları ile ve davacı asilin bizzat aslını sunduğu banka dekontundan anlaşılacağı üzere bu
yazılı delil başlangıcı ve tanık dahil her türlü delil ile temel ilişkinin ispatlanabileceği ve davacının da temel ilişkiyi ispatladığı, banka dekontunda 40.000 TL’nin davalı şirket hesabına yatırıldığının görüldüğü, bu nedenle banka dekontundaki meblağa itibar edilerek davacının talebine ilişkin 2.000 TL’lik kısmının belge ve yasal delillerle ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 40.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2.049,30 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.