Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/18950 E. 2015/8542 K. 19.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18950
KARAR NO : 2015/8542
KARAR TARİHİ : 19.06.2015

MAHKEMESİ : SERİK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2014
NUMARASI : 2013/338-2014/113

Taraflar arasında görülen davada Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20/02/2014 tarih ve 2013/338-2014/113 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait aracın dava dışı sigorta şirketi tarafından kasko sigortasi ile sigortalandığını, poliçe prim ödemeleri için müvekkilinin davalı bankanın S. Şubesi’nde otomatik ödeme talimatı bulunduğunu, davalı tarafından B. Şubesi açılınca talepleri olmamasına rağmen müvekkil hesabının bu şubeye aktarıldığını, ancak otomatik ödeme talimatı aktarımının yapılmadığını, sigortalı aracın kaza yapmasının ardından sigortacı tarafından primlerin ödenmemesi sebebiyle poliçenin iptal edildiğini ve bunun da davalının S. Şubesi’ne bildirildiğini ancak tazminat taleplerinin karşılanmadığını, davalının kusurlu olduğunu ileri sürerek bakiye 19.800,00 TL hasar bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından yazılı olarak verilmiş bir otomatik ödeme talimatının bulunmadığını, prim ödemelerinin davacı tarafından takip edilmesi gerektiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, sigortalı araç için davacının A.S.Şubesi’ndeki hesabından kasko ödemelerinin sigorta şirketi hesabına yapıldığı, öncesinde de aynı şekilde prim tahsilatı yapılarak fiili bir ödeme şeklinin oluştuğu, ancak daha sonradan davacının rızası ve bilgisi olmadan hesabının S. Şubesi’nden B.şubesine aktarıldığı, bu aktarım yapılırken otomatik ödeme talimatının hesaba işlenmediği, söz konusu poliçenin peşinat ve ilk üç taksidinin davacının hesabından 2006 yılı Mayıs ayında tahsil edilmiş olup ödenmesi gereken son iki taksitin ise kazanın meydana geldiği 04.01.2007 tarihine kadar ödenmemesine ve sigorta şirketi tarafından poliçenin iptal edilmesine rağmen, davacı da bu primlerin ödeneceği hesaplarını aradan geçen süre zarfında hiç kontrol etmemek ve ödemelerin yapılıp yapılmadığını denetlememek suretiyle %50 oranında kusurlu olduğu yönündeki bilirkişi görüşüne itibar edilmesinin hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 9.900,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 507,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 19/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.