Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/18843 E. 2015/13157 K. 08.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18843
KARAR NO : 2015/13157
KARAR TARİHİ : 08.12.2015

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2014
NUMARASI : 2013/256-2014/169

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/09/2014 tarih ve 2013/256-2014/169 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 08/12/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. N.. T.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin ortağı ve mimarı B… V… tarafından Irak’ın N. Şehri’ndeki K. ve K. Merkezi İnşaatı’nın yapılması amacıyla telif hakkı münhasıran müvekkili şirkete ait olan mimari proje hazırlandığını, bu proje kapsamında davalı şirketin Irak Necef Kültür Merkezi İnşaatı’na başladığını, mimari proje fatura bedelinin ödenmeyen 1.058.150,00 TL’lik kısmının tahsili için Büyükçekmece 1.İcra Müdürlüğü’nün 2011/3560 esas sayılı dosyasında başlatılan ilamsız icra takibinin davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu alacak iddiasına dayanak proje içeriğinin taraflarınca bilinmediğini, uygulama projesinin müvekkili için çizilen proje olup olmadığının veya aynen örtüşüp örtüşmediğinin bilinmediğini, müvekkili firmanın projesinin özgünlüğü sebebiyle ihaleyi aldığını, bu tarihte davacı ve ortağı ile bir ilişkisinin bulunmadığını, davacı şirketin bu projenin müellifi olamayacağını savunarak davanın reddini, davacının %40 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu mimari projenin uygulama projesi değil avan proje olduğu, FSEK 1/B ve 2. maddesi anlamında eser vasfına haiz olduğu, FSEK 11. maddesindeki karine uyarınca davacının mali hak sahibi sıfatıyla aktif dava ehliyetinin bulunduğu, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/302 Esas sayılı dava dosyası, Bakırköy C. Başsavcılığı’nın 2010/36893 ve 2011/34764 Soruşturma nolu dosyaları içeriği, dava dışı O. İ. Sistemleri Ltd. Şti. ile davacı şirket arasında imzalanmış 26/08/2010 tarihli sözleşme, B. V. ve L. F. arasında imzalanan 23/09/2010 tarihli danışmanlık hizmet sözleşmesi, davalı şirket ile dava dışı O.İ. Sistemleri Ltd. Şti. arasındaki 24/08/2010 tarihli protokol, yazışmalar, dava konusu Kültür Merkezi’ne ait fotoğraflar, davalı tarafın internet sitesinde yer alan projeye dair fotoğraflar gözetildiğinde, taraflar arasında Irak N. K. ve Kültür Merkezi Projesi’nin hayata geçirilmesi hususunda sözleşme ilişkisi kurulduğu, davacının mimari projesinin (avan proje) kullanılması nedeniyle proje bedelini talep hakkının olduğu, Mimarlar Odası Mimarlık Hizmetleri Asgari Ücret Tarifesi uyarınca söz konusu mimari proje (avan proje) bedelinin KDV hariç 179.509,00 TL olduğu, bu miktardan 57.300,00 TL’lik ödeme indirildikten sonra bakiye 122.209,00 TL alacak kaldığı gerekçesiyle davalının vaki itirazının 122.209,00 TL üzerinden iptaline, bu miktara takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle takibin devamına, sözleşmeden ve faturadan kaynaklanan alacak likit olduğundan, asıl alacağın %40 oranında 48.883,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Davacı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde, temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedildiği belirlenemediği gibi, temyiz harcının yatırıldığına dair makbuza da dosya içinde rastlanmamıştır. Temyiz dilekçesinin verilme usulü HUMK’nın 434. maddesinde açıklanmış olup, buna göre temyiz dilekçesinin temyiz defterine kayıt ettirilip, temyiz harcının yatırılmış olması gerekmektedir. Davacı vekili tarafından bu işlemler yapılmaksızın verilmiş temyiz dilekçesinin incelenme kabiliyeti bulunmaması nedeniyle temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin temyizine gelince, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 6.261,07 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 08/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.