YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18455
KARAR NO : 2015/12977
KARAR TARİHİ : 03.12.2015
MAHKEMESİ : KAYSERİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/09/2014
NUMARASI : 2014/531-2014/287
Taraflar arasında görülen davada Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/09/2014 tarih ve 2014/531-2014/287 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 01/12/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. M.. F.. K… ile davalı vekili Av. M.. E.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalının işyerinde belirli süreli iş sözleşmesi ile sözleşmeli olarak çalıştığını müvekkili ile davalı arasında 01/11/2007 tarihinde “sözleşmeli personelle ilgili hizmet sözleşmesi” başlıklı iş sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin 01/11/2007–01/11/2011 tarihleri arasında geçerli olmak üzere yapıldığını, 12/10/2009 tarihli fesih bildirimi ile müvekkilinin iş akdine 05/10/2009 tarihi itibari ile İş Kanunu’nun 25/2-e maddesi gereği son verildiğinin bildirildiğini, ancak fesih bildiriminde müvekkili açısından kesin ve geçerli bir neden ortaya koyulmadığını, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, müvekkilinin davalı işyerinde çalıştığı dönem boyunca yıllık izin kullanmadığını, ikramiye alacağı olduğunu, sözleşmenin 11. maddesinde fesih tazminatı düzenlendiğini, bu hükme göre sözleşmenin sona erme tarihi olan 01.11.2011 tarihine kadar işleyecek bakiye ücretleri toplamından oluşan fesih tazminatı alacağı bulunduğunu, kıdem ve ihbar tazmimatı alacağı olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 40.000,00 TL yıllık ücretli izin, 300,00 TL ikramiye, 300,00 TL fesih tazminatı, 200,00 TL kıdem, 200,00 TL ihbar tazminatı alacağının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili şirkette genel müdür sıfatıyla çalışmakta iken İş Kanunu’nun 25/2 maddesi (e) bendi gereğince iş akdinin 05/10/2009 tarihi itibariyle 04/10/2009 tarih ve 58 sayılı yönetim kurulu kararına göre haklı nedenle feshedildiğini, iş akdi belirli süreli olup feshi halinde ihbar tazminatına hak kazanmayacağını, haklı fesih nedeniyle kıdem, ihbar, ücretli izin tazminatı talep edemeyeceğini, ödenmeyen ikramiye alacağının olmadığını, yıllık izin alacaklarının ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının iş akdinin haklı sebeple sona erdiridiğini ispat yükünün davalıda olduğu, davalı tarafça davacının genel müdür olarak çalışmakta iken görev ve yetkilerinin sınırlarını aşarak şirketin itibarını zedelemesine neden olduğu, şirketin menfaatlerine tamamen ters düşen girişimlerde bulunduğu, şirkette meydana gelen ve basına da yansıyan bir takım talihsiz olaylar yaşanmasına neden olan bir oluşumda aktif olarak görev yaptığı, İş Kanunu’ nun 25/2. maddesinin (e) bendi gereğince iş akdini haklı olarak feshettiği savunulmuşsa da davacının iş akdinin sözü edilen sebeplerle haklı olarak feshedildiğinin ispat edilmediği, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hakkı olduğu, davacının kullandığı izin ve kıdemine göre 200 günlük izin alacağı olduğu, davacı fesih tazminatı talebinde bulunmuşsa da belirsiz süreli sözleşmelerde çalışılmayan süreye ilişkin ücret ödemesine kanunen olanak bulunmadığı, somut uyuşmazlığa 818 sayılı BK’nın 345. maddesinin uygulanması gerektiği, davacının başlangıçta belirsiz süreli sözleşme ile işe başladığı, beş yılı aşkın süre belirsiz süreli olarak çalıştığı, 01.11.2007 tarihinde 4 yıl süreli belirli iş sözleşmesi yaptığı, sözleşmelerde kural belirsiz süreli olup, belirli süreli sözleşme için objektif neden olması gerektiği, davacının önceden belirsiz süreli sözleşmeyle çalışması ve objektif neden bulunmaması gözetilerek sözleşmenin belirsiz süreli olduğunun kabulü gerektiği, fesihten sonra çalışması gereken bir süre olmayacağından davacının fesih tazminatına hak kazanmayacağı gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulü ile 200 TL kıdem tazminatı, 200 TL ihbar tazminatı, 40.000 TL yıllık ücretli izin alacağının faizi ile birlikte tahsiline, ikramiye alacağı talebi atiye bırakıldığından davanın açılmamış sayılmasına, davacının fesih tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, davalı şirkette genel müdür olarak görev yapan davacının hizmet akdinin haksız feshedildiği iddiasıyla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ikramiye, yıllık izin ve fesih tazminatı alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Davalı vekili, davacının iş akdinin İş Kanunu’nun 25/2 maddesi (e) bendi gereğince 04/10/2009 tarih ve 58 sayılı yönetim kurulu kararına istinaden haklı nedenle feshedildiğini savunmasına rağmen mahkemece, davacının iş akdinin sözü edilen sebeplerle haklı olarak feshedildiğinin ispat edilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı şirketin davacıya hitaben gönderdiği 12.10.2009 tarihli yazıda “Yönetim kurulunun 04.10.2009 tarih 58 sayılı kararına istinaden 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-e fıkrası ve İKU Yönetmeliği’nin 6.11.D maddesinin 20. fıkrası uyarınca 05.10.2009 tarihi itibariyle iş akdinin feshedildiği bildirilmiştir. Fesih yazısında belirtilen 04.10.2009 tarih 58 sayılı yönetim kurulu kararında ise “Kayseri Şeker Fabrikası A.Ş. Yönetmeliğinde belirlenen genel müdürün görev ve yetkilerinin sınırları dışına çıkarak Kayseri Şeker Fabrikası A.Ş. yönetim kurulu aleyhine faaliyette bulunmak, şirketin itibarının zedelenmesine yol açmak, yetkisi dışına çıkarak Kayseri Pancar Kooperatifi yönetim kuruluna müdahalede bulunarak şirketin ve büyük hissedar Pancar Kooperatifi’nin kamuoyunda küçük düşürülmesi sebebiyle genel müdür H.. K..’un 04.10.2009 tarihi itibariyle görevden alınmasına ve imza yetkisinin kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür.
Davalı vekili bilirkişi raporuna itirazlarını içeren 03.11.2011 havale tarihli dilekçesinde davacının iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini, davacı hakkında Ankara Özel Yetkili C.Başsacılığı’nın 2009/625 soruşturma sayılı dosyasında soruşturma yürütüldüğünü, anılan dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirtmiş, 23.03.2012 tarihli dilekçesi ile de davacının genel müdür olarak görev yaptığı dönemde görevi ile bağdaşmayan eylemleri nedeniyle yukarıda belirtilen soruşturma çerçevesinde Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/28 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını bildirmiştir.
Mahkemece, davalı vekilince bildirilen ceza dosyasında davacıya isnat edilen eylemler ile davalı şirket yönetim kurulunun davacının iş akdinin feshine haklı neden olarak dayanılan olayların örtüşüp örtüşmediği konusunda olumlu ya da olumsuz hiçbir değerlendirmede bulunulmadan davacının iş akdinin sözü edilen sebeplerle haklı olarak feshedildiğinin ispat edilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 03/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.