Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/18374 E. 2015/8696 K. 25.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18374
KARAR NO : 2015/8696
KARAR TARİHİ : 25.06.2015

MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2011/177-2013/153

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/03/2013 gün ve 2011/177-2013/153 sayılı kararı onayan Daire’nin 06/05/2014 gün ve 2013/12639-2014/8579 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili ve katılma yoluyla davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkili G. Şirketi’nin ticari unvan ile ürünlerinde ” G.” ve “G.” ibaresini kullanan ilk şirket olduğunu, 2005 yılında kurulan davalı şirketin “G. ve G.” markaları üzerinde hak sahibi olduğunu belirterek müvekkillerinin markalarına tecavüzde bulunduğu iddiasıyla ihtarname gönderğini, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, davalının 2010/16139 sayılı “G. C.”, 2010/14221 sayılı “G.” ve 2010/14456 sayılı “G.” marka tescil taleplerinin bütün sınıflar bakımından kötüniyetli marka tescili oluşturduğunun tesbitine, markaların hükümsüzlüğüne, hükümsüzlük talebinin kabul görmemesi halinde müvekkillerinin “G.” ve “G.” ibarelerini ticari unvan, kurumsal kimlik ve ürün markası olarak kullanımlarına ilişkin fiillerinin davalının marka hakkına tecavüz teşkil etmediği şeklinde muarazanın önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, markanın hükümsüzlüğü talebinin reddine, davacı tarafın “G. ve “G.” ibareli markaları kullanılmasının markaya teavüz teşkil etmediğinin tespiti ile taraflar arasındaki muarazının bu şekilde giderilmesine dair verilen kararın davalı vekili ve katılma yoluyla davacılar vekilince temyizi üzerine karar dairemizce onanmıştır.
Davalı vekili ve katılma yoluyla davacılar vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuşlardır.
1- Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve “G.” ve “G.” markaları 1982, 1996 ve sonrası yıllarda H. Seramik ve Turizm Sanayi Anonim Şirketi adına tescil edilmiş, ardından davalı şirkete devredilmişlerse de esasen “G.” ve “G.” ibarelerinin ilk kez davada taraf şirketlerin bir kısım kurucu ve ortakları olan gerçek kişilerin miras bırakanı A.G. tarafından oluşturulup markasal olarak kurucusu olduğu A.G.ve Ortakları hususi şirketi ile H. Kollektif Şirketi A.G.ve Oğulları tarafından kullanılması nedeniyle anılan ibareler üzerinde sonradan hisse devri suretiyle bu şirketlerden ayrılan gerçek kişi mirasçılar vasıtasıyla bu kişilerin kurucu ve ortağı oldukları taraf şirketlerin de marka olarak kullanma haklarının bulunmasına, hükümsüzlüğü istenen 2010/14456 ve 2010/14221 sayılı markaların dava tarihinde tescilli olmasalar da yargılama sırasında tescil edilmiş bulunmalarına, ayrıca davalı vekili temyiz itirazlarının duruşmalı olarak incelenmesini talep etmişse de dava, HUMK’nın 3156 sayılı Kanunla değişik 438. maddesinin 1. fıkrası hükmü gereğince, miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğu gibi anılan maddenin 3. fıkrası uyarınca da duruşma yapılmasına gerek görülmemiş olmasına göre, taraf vekillerinin 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen aşağıdaki bent dışında kalan sair karar düzeltme isteklerinin reddi gerekir.
2- Davacılar vekili, hükümsüzlük davasıyla birlikte aynı zamanda 556 sayılı KHK nın 74. maddesi uyarınca fiillerinin davalı adına tescilli 2010/16139 sayılı “G. CAM+ŞEKİL”, 2010/14221 sayılı “G. ve 2010/14456 sayılı “G.” unsurlu markalarına tecavüz etmediğinin tespitine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, bu talebe ilişkin olarak davacıların “G.” ve “G.” ibareli markaları kullanmalarının markaya tecavüz teşkil etmediğinin tespiti ile taraflar arasındaki muarazanın giderilmesine karar verilmiştir.
Ancak, 556 sayılı KHK’nın 74. maddesi uyarınca yapılacak değerlendirmede davalı adına tescilli dava konusu edilen markaların koruma kapsamındaki mal ve hizmetler ile davacı şirketlerin markasal kullanımda bulundukları mal ve hizmetler karşılaştırılmak suretiyle her bir marka ve tescilli olduğu mal ve hizmetler bakımından davacı fiillerinin anılan markalara tecavüz oluşturup oluşturmadığının açıklığa kavuşturulup, bu hususta gerektiğinde davacı tarafa hangi mal ve hizmetlere yönelik talepte bulunduğu da açıklattırılarak davacı talebinin tartışılıp karar yerinde belirlenmesi suretiyle infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde bir karar verilmesi gerekir. Bu bakımdan, mahkemenin davacı şirketlerin kullanımında bulunan mal ve hizmetler ile davalı markalarının kapsadığı mal ve hizmetlerden hangileri bakımından davacı fiillerinin 556 sayılı KHK nın 74. maddesi anlamında tecavüz oluşturmadığı karar yerinde belirtilmeksizin genel olarak ve infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Öte yandan yukarıda (1) numaralı bentte de belirtildiği üzere “G.” ve “G.” ibareleri esasen taraf şirketlerin bir kısım kurucu ve ortaklarının miras bırakanı Ali Güral tarafından ihdas edilip marka olarak kullanıldığından kök muris mirasçısı olan gerçek kişilerin bu ibareler üzerinde müştereken sahip oldukları ve birbirlerine karşı ileri sürülemeyecek olan üstün hak iddiası, murisleri ile birlikte faaliyette bulundukları mal ve/veya hizmetler ile sınırlıdır. Bahsi geçen dönemde üzerinde müştereken markasal kullanım bulunmayan mal ve hizmetler bakımından ise tarafların müşterek marka haklarından söz edilemez. Bu tür mal ve hizmetler bakımından dava konusu ibareleri ilk kez kullanan tarafın öncelik hakkının korunması gerekir.
Bu kapsamda, davalı taraf “G.” ve “G.” markasının 21. sınıf cam emtiası üzerinde davacılar tarafından daha önce hiç kullanılmadığını, dava konusu edilen tescilli markaların kapsadığı 21. sınıf cam emtiası bakımından davacıların bu markaları kullanmasının marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, bu nedenle de davadan önce karşı tarafa noter aracılığıyla ihtarname keşide edildiğini savunmuştur. Davacı taraf ise, söz konusu ibareleri 21. sınıf cam emtiası bakımından 1997 yılından beri kullandığını, davalının tescilde kötüniyetli olduğunu iddia etmektedir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek taraflarca sunulan deliller değerlendirilmek suretiyle taraf şirketlerin bir kısım kurucu ve ortakları olan mirasçıların “G.” ve “G.” ibareleri üzerinde müştereken sahip oldukları ve birbirlerine karşı ileri sürülemeyecek olan marka üzerindeki üstün hak iddialarının, murisleri ile birlikte markasal faaliyette bulundukları mal ve veya hizmetler ile sınırlı olduğu, müştereken kullanım bulunmayan mal ve hizmetler bakımından ise dava konusu markaları ilk kez kullanan tarafın tescilde öncelik hakları nazara alınarak işbu kapsamında kalacak olan mal ve hizmetler bakımından hükümsüzlük ve 556 sayılı KHK 74. maddesine dayalı menfi tespit dava şartlarının birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli olmayıp, yerel mahkeme hükmünün bozulması gerektiğinden taraf vekillerinin karar düzeltme itirazının kabulüyle Dairemizin 06/05/2014 tarihli 2013/12639 Esas 2014/8579 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yukarıda anılan gerekçeyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin sair karar düzeltme isteklerinin HUMK’nun 442. maddesi gereğince REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 06/05/2014 tarihli 2013/12639 Esas, 2014/8579 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının istekleri halinde karar düzeltme isteyenlere iadesine, 25/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Üye Üye
Ahmet Özgan L.Yavuz H.G.Vuraloğlu M.Acır A.A.Doğan

30/06/2015 HŞ