Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/18365 E. 2015/12975 K. 03.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18365
KARAR NO : 2015/12975
KARAR TARİHİ : 03.12.2015

MAHKEMESİ : KAYSERİ(KAPATILAN) 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2014
NUMARASI : 2012/121-2014/163

Taraflar arasında görülen davada Kayseri(Kapatılan) 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/07/2014 tarih ve 2012/121-2014/163 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 01/12/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. S. S. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2011 yılından beri Kayseri’de diyaliz merkezi işlettiğini, davalı S.. A.. ile 20.07.2011 tarihinde diyaliz sorumlu hekim ve mesul müdürlük sözleşmesi akdedildiğini, davalı F.. G..’in 09.05.2011 tarihli sözleşme uyarınca başhemşire olarak işe başladığını, H.. A.. ile şoför hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu kişilerin 26.06.2012 tarihinden itibaren izinsiz 3 gün işe gelmemelerinden dolayı 02.07.2012 tarihli ihtar ile sözleşmelerinin haklı nedenle feshedildiğini, bu kişiler birlikte hareket edip işten ayrıldıktan sonra müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösteren rakip konumdaki davalı şirkette işe başladıklarını, davalı gerçek kişilerin işten ayrılmaları ile müvekkilinin hasta sayısında azalma olduğunu, davalı gerçek kişilerin, müşterilerini ayarttığını, davalıların TTK’nın m.54, 55/b f.2, 3 ve devamı maddelerini ihlal ettiğini, müvekkilinin çalışma biçim ve şartlarının öğrenildiğini, hasta portföyü, faaliyet ve iş sırlarının davalı şirkete transfer edildiğini, davalı gerçek kişilerin kendi hastalarını davalı şirkete yönlendirdiklerini, müvekkili nezdinde tedavi gören 30 hastanın müvekkilini bırakıp davalı şirkette tedavi görmeye başladığını, müvekkilinin hasta başına kazanç kaybına uğradığını, davalıların eylemi ile müvekkilinin ticari itibarının da zedelendiğini ileri sürerek, haksız rekabetin tespitine, men’ine, 10.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili gerçek kişilerin davacı bünyesinde tedavi gören hastaları davalı şirkette tedavi olmaları yönünde yönlendirmelerinin söz konusu olmadığını, hastaların tanıdığı ve güvendiği kişinin ayrılmasıyla kurum değiştirmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğunu, müvekkillerinin iş akitlerinin sonlandırılması ile davacı şirketin hastalarının azalmayıp bilakis arttığını, bu hususun SGK’dan sorulması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı gerçek kişilerin işten ayrıldıkları tarihten 3 ay öncesi ve 3 sonrasına ilişkin hasta listelerine göre davacı şirketin gelirlerinde eksilme olmayıp aksine artış meydana geldiği, davalı gerçek kişilerin işten ayrılması ile davalı şirkette tedavi olmaya başladığı beyan edilen 30 hastanın davalıların haksız rekabet kurallarına aykırı olarak yönlendirmesi sureti ile davacı şirketen ayrılıp davacının zarara uğratıldığının davacı tarafça ispat olunamadığı, TTK’nın 55. maddesinde sayılan hususların davalılar açısından subut bulmadığı, davalı gerçek kişilerin irade serbestisi içinde davacı şirket ile olan iş akitlerini feshedip davalı şirkette işe devam etmelerinde hukuka uygun olmayan davacı aleyhine menfaat temininin ispat edilemediği, davacının ticari sırlarının ele geçirilmesine yönelik bir çalışmanın davalılarca gerçekleştirildiğine ilişkin bir delilin bulunmadığı, davalı şirketin davalı gerçek kişiler işe başladıktan sonra cirosunda bir artış meydana geldiği sabit ise de bu artışın davacı aleyhine haksız rekabet kurallarına aykırılık sureti ile meydana getirildiğine ilişkin bir delilin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 03/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.