YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18164
KARAR NO : 2015/12814
KARAR TARİHİ : 01.12.2015
MAHKEMESİ : ….. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2014
NUMARASI : 2011/129-2014/155
Taraflar arasında görülen davada …..Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17.06.2014 tarih ve 2011/129-2014/155 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 01.12.2015 günü hazır bulunan davacı vekilleri Av. E.. K.. ile Av. F.. T.. Ö.. ve davalılar vekili Av. H.. M.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin “Binbir Gece” isimli televizyon dizisinin yapımcısı olduğunu, söz konusu dizi filmin bazı bölümlerinin çekiminin davalı adi ortaklığın inşaatını gerçekleştirmiş olduğu taşınmazda yapıldığını, bu hususta anılan davalı ile imzalananan sözleşmede, anılan yerde çekimi yapılacak sahne ve fotoğrafların dizinin tanıtımları dışında başka yerlerde ve başka amaçlarla kullanılmayacağının hüküm altına alındığını, buna rağmen davalı ortaklığın diziden alıntı yaparak gazetede reklamını yayınlattığını, diğer davalının da bu reklamın dizayn ve grafik tasarımını hazırladığını, davalıların bu eylemlerinin müvekkilinin mali haklarına tecavüz teşkil ettiğini, aynı konuda davalılar aleyhine açılan ve sonuçlanan davada davalıların eylemleri nedeniyle 300.000 TL ile 500.000 TL arasında zarar doğduğunun açıklığa kavuştuğunu, bu rakamların ortalaması gözetildiğinde müvekkilinin 400.000 TL zarara uğradığının kabulünün gerektiğini, FSEK’in 68. maddesi uyarınca bu zararın 3 katının 1.200.000 TL’ye tekabül ettiğini ve bu miktarın 50.000 TL’sinin önceki davada hüküm altına alındığını ileri sürerek, 1.150.000 TL’nin reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirketler vekili, davacının dizi üzerinde hak sahibi olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilleri tarafından gerçekleştirilen bir defaya mahsus tanıtım sonucunda dizi filmin izlenme oranlarında gerçekleşen artışın göz ardı edildiğini ve müvekkilinin davacı yararına yaptığı masrafların da dikkate alınması gerektiğini, müvekkili tarafından kullanılan resmin, medyada dizi filmle ilgili sürekli kullanılan herkesin bildiği bir resim olduğunu, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı, davacının söz konusu eser üzerinde hak sahibi olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, söz konusu reklam nedeniyle bir kazancının olmadığını, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar davacı tarafça FSEK’in 68. maddesi uyarınca tazminat talebinde bulunulmuş ise de davalıların eylemlerinin sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği, bu nedenle anılan madde kapsamında talepte bulunulamayacağı, taraflar arasında görülerek kesinleşen davada, davalıların haksız fiilleri nedeniyle davacının 300.000 TL zarara uğradığının tespit edildiği ve bunun 50.000 TL’sinin tahsiline karar verildiği, davacının bakiye zararını isteyebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 250.000 TL’nin reklam yayın tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Dava, davacının, yapımcısı olduğu televizyon dizisinden kaynaklanan mali haklara tecavüz edildiği iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olup yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece, taraflar arasında aynı konuya ilişkin olarak görülüp kesinleşen davada, davacının 300.000 TL zarara uğradığının tespit edildiği ve bunun 50.000 TL’sinin tahsiline karar verildiği gerekçesiyle bakiye 250.000 TL’nin tahsiline dair hüküm kurulmuştur. Ancak, taraflar arasında aynı konuya ilişkin olarak görülüp kesinleşen İstanbul 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2008/190 Esas, 2011/3 Karar sayılı dosyasına sunulan 04.03.2010 tarihli raporda, davacının 300.000 TL ile 500.000 TL arasında bir bedel isteyebileceği belirtilmiş, 02.08.2010 tarihli raporda ise davacının talep edebileceği tazminatın alt sınırının 300.000 TL olduğu açıklanmış, mahkemece de, davaya konu kullanım nedeniyle talep edilebilecek rayiç bedelin asgari 300.000 TL olduğu kabul edilmiş ve taleple bağlı kalınarak 50.000 TL’nin tahsiline hükmedilmiştir. Bu durumda, İstanbul 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2008/190 Esas, 2011/3 Karar sayılı ilamında, davaya konu izinsiz kullanım nedeniyle davacının uğradığı zarar tam ve kesin olarak belirlenmediğinden mahkemece, davalıların dava konusu eylemleri nedeniyle davacının uğradığı zararın kesin olarak tespiti hususunda bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 17.052,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 01.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.