Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/18154 E. 2015/7759 K. 04.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/18154
KARAR NO : 2015/7759
KARAR TARİHİ : 04.06.2015

MAHKEMESİ : SALİHLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2012/336-2013/922

Taraflar arasında görülen davada Salihli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31/12/2013 tarih ve 2012/336-2013/922 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 02/06/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. R.. K.. ile davalı vekili Av. A. F. D. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının 01.12.2007 tarihli iş sözleşmesi ile müvekkiline ait hastanede diyetisyen olarak çalışmaya başladığını, daha sonra bu ilişkinin 26.01.2010 tarihli sözleşmeyle yenilendiğini, davalının 18.02.2012 tarihi itibarı ile işinden ayrıldığını, taraflar arasında düzenlenen ikinci sözleşmenin 10. maddesi uyarınca davalının, sözleşmenin sona ermesini takip eden bir yıl içinde resmi kamu görevi dışında S. A.T. K. ve D. ilçeleri ile köylerinde, müvekkilinin maksat ve mevzuu ile iştigal eden bir başka yerde çalışmaması ve rekabet yaratabilecek davranışlarda bulunmaması gerekirken, işinden ayrıldıktan çok kısa bir süre sonra müvekkilinin rekabet halinde olduğu S.’deki başka bir hastanede diyetisyen olarak işe başladığını, bunun yanında müvekkiline ait hastaneden ayrılmadan önce hastalarına, bir dahaki randevularını yeni işe başlayacağı hastaneden almalarını söylediğini, müvekkiline ait hastanedeki hastaların iletişim bilgilerine vakıf olduğundan bu hastaları yeni çalıştığı hastaneye taşıdığını ileri sürerek, sözleşmede belirtilen 33.524,28 TL cezai şartın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının, müvekkiline daha fazla para kazandırma konusunda baskı yapması nedeniyle müvekkilinin işinden ayrıldığını, kendi isteği ile işten ayrılması nedeniyle tazminat hakkından mahrum kalan müvekkilinin daha düşük bir ücretle mevcut işe başladığını, bir de kendisinden tazminat istenilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, ilk iş sözleşmesinde öngörülmeyen rekabet yasağının ikinci sözleşmede düzenlendiğini, iş sözleşmesinin koşullarının sonradan çalışan aleyhine ağırlaştırıldığını, ayrıca yalnızca işçi aleyhine cezai şart öngörüldüğünü, yine kişilerin bireysel özellikleri ve becerilerinin ön planda olduğu alanlarda rekabet yasağının konulamayacağını, tüm bu nedenlerle taraflar arasındaki rekabet yasağına ilişkin hükmün geçersiz bulunduğunu, dava konusu işyerinin hastane olması karşısında kendisine özgü metod ve müşterilerinin olamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının, davacıya ait hastanede 01.12.2007 tarihinden beri diyetisyen olarak çalıştığı, kendi isteğiyle bu işten 18.02.2012 tarihinde ayrıldığı, 21.02.2012 tarihinde başka bir özel hastanede göreve başladığı, taraflar arasında düzenlenen 26.01.2010 tarihli hizmet sözleşmesinin 10. maddesinde, davalı için rekabet yasağı öngörüldüğü, aksine davranışın cezai şarta bağlandığı, sözleşmede belirlenen rekabet yasağının 1 yıl süre ve belirli ilçelerle sınırlı olduğu, bu haliyle davalının çalışma özgürlüğünü ve ekonomik varlığını tehlikeye düşüren nitelik taşımadığı, davalının işten ayrılması ile davacı işyerinde aynı branşta başka bir personel olmaması nedeni ile hasta kaybı yaşanacağı, hastaların, davalının yeni işe başladığı hastaneyi tercih edeceği, bu durumun söz konusu hastanelerin hasta kayıtlarından açıkça anlaşıldığı, ayrıca davalının, davacı hastanesindeki bir kısım hastalarına başka bir hastanede çalışmaya başlayacağına dair beyanlarda bulunduğu ve kendisine ait telefon numarasını diyet kartları üzerine basılı olarak hastalara verdiği, davalının sözleşmede öngörülen rekabet yasağını ihlal ettiği, dolayısıyla cezai şart ödemekle yükümlü olduğu ancak sözleşmede belirlenen cezai şartın davalı açısından yüksek görüldüğü ve mülga BK’nın 161/son maddesi uyarınca 1/3 oranında indirim yapılmasının hakkaniyete uygun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 22.348,80 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 1.144,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 04/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.