Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/17842 E. 2015/12498 K. 24.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17842
KARAR NO : 2015/12498
KARAR TARİHİ : 24.11.2015

MAHKEMESİ : ANTALYA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/05/2014
NUMARASI : 2010/442-2014/248

Taraflar arasında görülen davada Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/05/2014 tarih ve 2010/442-2014/248 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 24/11/2015 günü hazır bulunan davacılar vekili Av. A.. F.. ile davalılar vekili Av. B.. K.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalılar tarafından müvekkilleri aleyhine Antalya 11. İcra Müdürlüğü’nün 2010/9764, 2010/15435, 2010/12759, 2010/5519, 2010/5521 sayılı icra takip dosyalarında icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin tebliğ edildiğini, her ne kadar davalıların alacaklı olduklarını iddia etseler de müvekkillerinin davalılara borcunun bulunmadığını, takibe konu olan evraklar incelendiğinde tarafların ortak olduğu şirketin ödemiş olduğu kamu borçlarına ilişkin makbuzlar olduğunun açıkca görüldüğünü, takibe konu olan makbuzların tarafların ortak olduğu şirketin borçlarının ödendiğini gösterir makbuzlar olduğunu, ödemeyi yapan da borçtan sorumlu olan şirketin kendisinin olduğunu, bu nedenle müvekkillerinden bu yönde alacak talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, hiçbir dayanak olmadan şirket borç ödemelerinin şirket ortağı olan müvekkillerinden talep edilmesinin hukuki altyapıdan uzak olduğunu, ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkillerinin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile % 40 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, 29/04/2002 tarihi itibari ile davacılardan Ü. T.’ın şirkette 100 pay üzerinden 50 oranında hissedar olduğu, yine davalılardan R.. Y..’ın 100 pay üzerinden 50 oranında hissedar olduğu, 19/12/2006 tarihi itibari ile şirket müdürü olarak 10 yıl süre ile A. Ö. T.’ın atandığı, davalı tarafça dosyaya ibraz edilen “taahhütname” başlıklı belgede “şirket borcunun S.. Y.. ve R.. Y.. tarafından yapılacak ödemelerin 1/2’sinden şahıs adına ödemeyi taahhüt ediyorum” ibaresinin bulunduğu, bu belgedeki imzanın davacılardan A. Ö. T.’a ait olduğunun ileri sürülmesi karşısında davacı tarafın açıkça imzaya itirazının bulunmaması, belgenin şekline itiraz edilmesi nedeniyle, söz konusu belgenin A.Ö. T. tarafından imzalanıp verildiği sonucuna varıldığı, şirketin borcu ödeyecek mal varlığının da bulunmaması karşısında davalılarca şirket adına SGK ve Vergi Dairesi’ne yapılan ödemelerden davacıların şirket ortağı ve şirket müdürü olarak 1/2 oranında sorumlulukları söz konusu olup davalı tarafça da yapılan ödemelerin 1/2’si yönünden davacılar aleyhine icra takibi yapıldığından davacıların iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 24/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.