Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/17707 E. 2014/20090 K. 19.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17707
KARAR NO : 2014/20090
KARAR TARİHİ : 19.12.2014

MAHKEMESİ : NEVŞEHİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2014
NUMARASI : 2014/69-2014/75 D.İŞ.

Nevşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/04/2014 tarih ve 2014/69-2014/75 D.İş. Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi alacaklı banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İhtiyati hacze itiraz eden borçlular, karşı tarafa borçları bulunmadığını, kendilerine ve murisleri G.. E…’a ihtarname gönderilmediğini, kefilliğe itiraz ettiklerini ileri sürerek, ihtiyati haczin kaldırılmasını istemişlerdir.
Alacaklı banka vekili, itiraz sebeplerinin İİK’nın 265. maddesinde belirtilen sebeplere dayanmadığını, hesap kat ihtarının sözleşmede belirtilen adrese tebliğe çıkarıldığını savunarak, itirazın reddini istemiştir.
Mahkemece, itiraz edenlerin murisine hesap kat ihtarının tebliğ edilmediği, murisin 16.05.2012 tarihinde vefat ettiği, alacağın tamamının istenebilmesi için borçlunun birbirini takip eden en az iki taksiti ödemede temerrüte düşmesi, en az bir hafta mehil verilerek muacceliyet ihtarında bulunulması gerektiği gerekçesiyle, itirazın kabulüne, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
Kararı, alacaklı banka vekili temyiz etmiştir.
Talep, ihtiyati hacze itiraz istemine ilişkin olup, mahkemece müşterek borçlu müteselsil kefile ve itiraz eden murislerine hesap kat ihtarının tebliğ edilmediği gerekçesiyle, itirazın kabulüne, ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Oysa, TBK’nun 586. maddesi uyarınca kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehinini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir. Buna göre, borçlunun ifada gecikmesi tek başına yeterli olmayıp ifada gecikmiş olan borçluya ihtar gönderilmesi ve bunun da sonuçsuz kalması gerekmektedir.
Ayrıca, kanunda müteselsil kefile ihtar çekilmesi şartı aranmamaktadır. Müteselsil kefile ihtar çekilmesi, sözleşmede TBK’nın 590/3. maddesinde belirtilen şekilde bir muacceliyet koşulu olarak belirtilmediği takdirde, sadece kefilin temerrüte düşürülmesi ile ilgili bir sorundur.
Bu itibarla, mahkemece kredi sözleşmesi getirtilerek, asıl borçlunun bankaya bildirdiği adrese yapılacak tebligatın geçerli olup olmayacağına ilişkin hükümler incelenerek, yukarıda yapılan açıklamalara göre TBK’nun 586. ve 590/3. maddesi değerlendirilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz talep eden vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan taraf yararına BOZULMASINA, 19.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.