Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/17019 E. 2015/11797 K. 10.11.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/17019
KARAR NO : 2015/11797
KARAR TARİHİ : 10.11.2015

MAHKEMESİ : ÇANAKKALE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/05/2014
NUMARASI : 2014/95-2014/170

Taraflar arasında görülen davada Çanakkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06/05/2014 tarih ve 2014/95-2014/170 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10/11/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. D.. T.. ile davalı vekili Av. H… B… A…. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin peynircilik ve süt ürünleri alanındaki faaliyeti ile ticari itibar kazanmış ve yıllardır Türkiye’nin en saygın bankaları nezdinde yüksek kredibiliteye sahip bir şirket olduğunu, ancak müvekkilince davacı banka nezdinde bulunan ticari kredili mevduat hesabında 7.00 TL’lik borcunun bulunması nedeniyle, Merkez Bankası memzuç kayıtlarında, borçlu olarak gözüktüğünün öğrenildiğini, anılan kredi borcunun 24.04.2007 tarihinde 470.00 TL ödenerek müvekkilince kapatıldığı halde davalı tarafça hesap işletim ücreti ve faiz tahsilatı adı altında yasal olmayan kesintilerle müvekkilinin borçlu hale getirildiğini, müvekkilince yapılan başvuruya rağmen davalı tarafça bu kaydın düzeltilmediğini, davalı bankanın açıklanan bu haksız fiili nedeniyle müvekkilinin bankalardan kredi alımının zora girdiğini, ticari itibarının zedelendiğini ileri sürerek, öncelikle Merkez Bankası memzuç kayıtlarında ödenmeyen faiz, komisyon alacağı adı altındaki geçmişe dönük borç kaydının terkini ile, 10.000.00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan 28.11.2006 tarihli Genel Kredi Sözleşmesine göre 30.11.2006 tarihinde davacıya destek hesabı/kredili mevduat hesabının tanımlandığını, davacının 24.04.2007 tarihinde kredili mevduat hesabındaki riskine karşılık 470.00 TL ödeme yaptığını, bu miktarın 343,69 TL’sinin ana para tahsilatına sayıldığını ve hesapta 126,31 TL bakiye kaldığını, bu bakiyeden 27.04.2007 tarihinde 5.00 TL hesap işletim ücretinin kesilmesi ile hesapta 121,31 TL’nin kaldığını, ay sonunda da 125,08 TL faiz, BSMV ve ekstre ücretlerinin tahakkuku sonucu hesaptaki bakiyenin -3,77 TL’ye düştüğünü, bu tarihten Ocak 2008’e kadar sadece faiz tahakkuklarıyla bu bakiyenin büyüdüğünü, ödenmemesi üzerine hesapta gözüken – 5.96 TL borç miktarı, 21.01.2008 tarihinde Merkez Bankası’nın Risk ve Protestolu Senet İşlemleri Genelgesi uyarınca, Merkez Bankasına otomatik olarak gönderilen Risk Santral Raporlamasında (memzuç kayıtlarında) tasfiye olunacak alacaklar içerisinde yer aldığını, ancak borç miktarının yanlışlıkla 20.00 TL olarak bildirildiğini, davacının gecikmeden çıktığı Şubat 2008 dönemine ilişkin raporlama ile riskin kalktığının bildirildiğini, davacıya ekstrelerin her ay düzenli olarak gönderilmesi ve internet aracılığıyla hesap hareketlerini görebilme imkanı nedeniyle davacının hesabında borç bulunduğunu bilmediği yönündeki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve dosya kapsamına göre, Bankalarca Kredilerin ve Diğer Alacakların Belirlenmesi ve Bunlar İçin Ayrılacak Karşılıklara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 4/c-3 maddesinde tasfiye olunacak hesapların 90 gün içinde ödenmemesi durumunda Merkez Bankası’na bildirileceğinin düzenlendiği, bankanın usulsüz işlemi bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine, banka tarafından yapılan bildirimin silinmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 10/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.