Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/15964 E. 2015/5203 K. 15.04.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/15964
KARAR NO : 2015/5203
KARAR TARİHİ : 15.04.2015

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/07/2014 tarih ve 2010/337-2014/190 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı-karşı davada davalı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %19 ortağı olduğunu, taraflar arasında düzenlenen protokol gereğince; müvekkilinin açtığı fesih davasından feragat edeceğinin, davalı şirket tarafından da müvekkiline ait hisseye tekabül eden şirket adına kayıtlı gayri menkulün 5700 m2’lik kısmının devredileceğinin ya da 30/04/2010 tarihinde 400.000,00 TL’nin ödeneceğinin düzenlendiğini, davacı-karşı davada davalı tarafından fesih davasından feragat edildiği halde şirketin edimini yerine getirmediğini, şirket aleyhine yapılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek; icra takibine yapılan itirazının iptalini, takibin devamını, %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davada davacı vekili, müvekkili şirket tarafından kendi edimini davacı tarafa teklif ettiğini, ödeme konusunda bir çok kez şifai ihtarlara rağmen ödemenin kabul edilmemesi, yazılı tekliflere cevap verilmemesi ve karşı edim olan şirket hissesinin devri hususunun yerine getirilmemesi nedeniyle ödemezlik defi ileri sürülerek icra takibine itiraz edildiğini, şirkete atfedilebilecek kusur bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı-karşı davada davalı arasında güven ilişkisinin kalmadığını, şirket menfaatleri doğrultusunda davacı-karşı davada davalı ile birlikte hareket etmenin mümkün olmadığını savunarak; asıl davanın reddini, 400.000,00 TL bedel ile davacı-karşı davada davalının şirketten çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen protokolün kanunda öngörüldüğü gibi resmi şekilde yapılmadığı, taraflar yönünden bağlayıcı olmadığı gibi hukuken de geçerli olmadığı, geçerli olmayan sözleşmeye dayalı davacı-karşı davada davalı tarafın alacak isteminin haklı olmadığı, taraflar arasındaki karşılıklı güven ilişkisinin ortadan kalktığı, davacı-karşı davada davalının şirket ortağı olarak kalmasının diğer ortaklar ve şirket açısından sıkıntı yaratacağı gerekçesiyle; asıl davanın reddine, koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına, karşı davanın kabulüne, davacı-karşı davada davalı …’ın…Ltd. Şti. ortaklığından çıkarılmasına, hissesine isabet eden 526.041,00 TL ortaklık payının 400.000,00 TL’lik kısmına karşı dava tarihi olan 25/10/2010 tarihinden itibaren, 126.041,00 TL’lik kısmına karar tarihinden itibaren temerrüd faizi uygulanmak suretiyle tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, karşı davanın kabulüyle hükmedilen meblağın faiziyle birlikte tahsiline dair kararda faiz türü belirtilmediğinden karşı davaya ilişkin olan hükümde geçen temerrüt faizinin yasal faiz olarak anlaşılacak olmasına göre, davacı-karşı davada davalı … vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı-karşı davada davacı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Ortaklıktan çıkma payı karar tarihine en yakın değerlere göre belirlendiğine ve karşı davanın açıldığı tarihte bu alacak muaccel olmadığına göre karşı davada hükmedilen çıkma payının karar tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte tahsiline hükmedilmesi gerekirken, 526.041,00 TL ortaklık payının 400.000,00 TL’lik kısmına karşı dava tarihi olan 25/10/2010 tarihinden itibaren, 126.041,00 TL’lik kısmına karar tarihinden itibaren temerrüd faizi uygulanmak suretiyle tahsile karar verilmesi doğru olmayıp, kararın bu yönden bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın anılan yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı-karşı davada davalı … vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalı-karşı davada davacı şirket vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davada davacı şirket vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının B-1 bendinde yer alan “526.041,00 TL ortaklık payından 400.000,00 TL’lik kısmına karşı dava tarihi olan 25/10/2010 tarihinden itibaren, 126.041,00 TL lik kısmına karar tarihinden itibaren” ibarelerinin hükümden çıkarılmasına, yerine “526.041,00 TL ortaklık payına karar tarihi olan 09/07/2014 tarihinden itibaren” ibarelerinin eklenmesine, kararın DÜZELTİLMİŞ BU HALİYLE ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 30,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya iadesine, 15/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.