Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/14621 E. 2015/7750 K. 04.06.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14621
KARAR NO : 2015/7750
KARAR TARİHİ : 04.06.2015

MAHKEMESİ : YOZGAT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 27/03/2014
NUMARASI : 2013/602-2014/326

Taraflar arasında görülen davada Yozgat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27.03.2014 tarih ve 2013/602-2014/326 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 29.05.2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılar vekili Av. S.. Y.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilin davalılara “Hisse senedi devir ve kabul sözleşmesi” yazılı bir belge karşılığında 22.798 EURO yatırdığını, müvekkiline parasını her istediği anda alabileceği ve yüksek oranda faiz garantisinin verildiğini ancak, herhangi bir faiz ve para ödemesi yapılmadığını, yapılan işlemin mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, davalıların taahhütlerini yerine getirmeyerek sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek, şimdilik 46.745,02 YTL’nin davalılardan tahsilini, davalı şirketlerle kurulmuş geçerli ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespitini ve ilgili mevzuata aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davanın ispatlanabilmesi için bilirkişi raporu aldırılmasının zorunlu olduğu, davacı vekilinin verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini yatırmadığı, yargılama giderlerinin yatırlmamasının o delilin incelenmemesi sonucunu doğuracağı, davacının hisse senedi devir ve kabul sözleşmesini özgür iradesi ile imzaladığı, hilenin kanıtlanamadığı, dosyada dayanılan delillerin ortaklık ilişkisinin geçerli olarak kurulmadığının tespitine elverişli bulunmadığı gerekçesiyle, davanın davalı şirket yönünden ispat olunmaması, davalı D.. U.. yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına; dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nın 336/5. maddesinde tarif edilen gerek kanunların gerekse sözleşmelerin kendisine yüklediği sair vazifelerin kasten ve ihmal neticesi yapılmaması, TTK’nın 321/son maddesinde de, temsile ve idareye salahiyetli olanların vazifelerini yaptıkları
sırada işledikleri haksız fiillerden anonim şirketin sorumlu olacağı hükme bağlandığından, davalı D.. U..’ın da davalı şirketlerin yönetim kurulu başkanı olarak gerek MK’nın 50. maddesi gerekse de TTK’nın 321/son maddesi uyarınca zarardan sorumlu tutulabileceği ve bu nedenle kendisine husumet yöneltilebileceği gözetilmeksizin bu davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yerinde olmamakla birlikte yukarıda açıklanan gerekçe itibariyle davalı D.. U.. hakkındaki davanın reddi kararının sonucu itibariyle isabetli bulunmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 04.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.