Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/14000 E. 2014/20112 K. 19.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/14000
KARAR NO : 2014/20112
KARAR TARİHİ : 19.12.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2014
NUMARASI : 2013/163-2014/157

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 17/06/2014 tarih ve 2013/163-2014/157 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin TSE belgesi sahibi olmadığı halde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptıkları şikayet uyarınca davalı şirkete ait işyerinde yapılan aramada TSE marka ve logosu ile “marca” ibaresinin yazılı olduğu 15 adet kapı kolunun tespit edildiğini ileri sürerek, TSE markasına vaki tecavüzün tespit ve meni’ne, 3.680,00 TL maddi ve 9.204,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin işyerinde yapılan aramada tespit edilen ürünlere ilişkin davacı kurum ile yaptığı marka kullanım sözleşmesi ve TSE belgesi bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 3.068,00 TL maddi, 2.000,00 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, TSE markasına tecavüzün tespiti ve meni, maddi, manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı taraf, her biri ayrı bir davaya konu olabilecek istemlerini tek bir dava içinde talep etmiştir. Davacının davalıya karşı ileri sürebileceği farklı istemlerini tek bir davada isteyebilmesi mümkün olup, bu duruma objektif dava birleşmesi denilmektedir. Davacı tarafça, hem markaya tecavüzün tespiti ve meni, hem de maddi ve manevi tazminat talep edilmesine rağmen mahkemece, sadece maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden hüküm kurulmuş, markaya tecavüzün tespiti ve meni talebi yönünden hüküm kurulmamıştır. Bu durum karşısında mahkemece, davacının markaya tecavüzün tespiti ve meni talebi yönünden de ayrı bir hüküm kurulup buna bağlı olarak da davacı yararına vekalet ücreti tayin
edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu yönden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.