YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13813
KARAR NO : 2014/20223
KARAR TARİHİ : 22.12.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL 15. SULH HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2014
NUMARASI : 2010/914-2014/270
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/04/2014 tarih ve 2010/914-2014/270 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ait 16 palet meşe parkenin, Ukrayna’dan Türkiye’ye taşınması işini üstlendiğini, taşıma bedeli olan 2.950 USD için düzenlenen 24/05/2010 tarihli faturanın davalı tarafından müvekkiline iade edildiğini, bu nedenle TTK’nın 794. maddesi uyarınca yük üzerinde hapis hakkı kullanıldığını, Zonguldak 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/130 D.İş sayılı kararı uyarınca belirlenen güvencenin yatırılması üzerine Zonguldak Gümrüğü’nde taşınan emtianın alıcıya teslim edildiğini, tek yanlı düzenlenen gümrük giriş beyannamesinde yazılı “DDU” kaydının kendilerini bağlamadığını, davacı tarafından düzenlenen hamile senedinde “DDU” kaydı bulunmadığını, TTK’nın 792. maddesi uyarınca aksine sözleşme olmadıkça taşıma ücretini ödeme borcunun gönderilene ait olduğunu, ileri sürerek, TTK’nın 794. maddesi uyarınca yatırılan teminat üzerinde kanuni rehin haklarının tanınmasına, 2.950 USD taşıma ücretinin 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan 2010/140 Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu parkelerin Ukrayna’daki AZGA LIS isimli şirketten mal bedeli ve nakliye ücretini peşin ödemek suretiyle ithal edildiğini, taşıma sözleşmesinin davacı ile dava dışı satıcı arasında gerçekleştirildiğini, malların 20/05/2010 tarihinde Zonguldak Gümrüğü’ne geldiğini, araç sürücüsünün satıcıdan alacakları olduğu gerekçesiyle dava konusu taşıma bedelini kendilerinden istediğini, ödeme yapılmaması üzerine haksız yere taşınanların teslimin yapılmadığını, mahkemenin verdiği tedbir kararı ile malları teslim alabildikleri, uğradıkları zararların tazmini için dava açtıklarını, davacı şirketin kanuni rehin hakkı ve tedbir taleplerinin yasal dayanağı olmadığını, taşıma bedelinin satıcıdan istenilmesi gerektiğini, gerek CMR taşıma senedinde ve gerekse faturada satıcıdan istenilmesi gerektiğini, gerek CMR taşıma senedinde ve gerekse faturada “DDU Düzce” ibarelerin yazılı olduğunu, davacı taşımacının bu durumu bilerek taşımayı üstlendiğini, basiretli bir tacir olmak zorunda olan davacı taşıyıcının bu durumu bilmemesinin düşünülemeyeceğini, gümrük mevzuatı uyarınca aksi halde ithalatın gerçekleşemeyeceğini belirterek açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Davalı şirketin Ukrayna’daki satıcıdan ithal ettiği parke ürünlerin, davacıya ait araçla yurda getirildiği, taraf vekilleri tarafından dosyaya örneği sunulan CMR taşıma senedinden göndericinin yurtdışındaki satıcı, alıcının davalı şirket, taşıyıcının ise davacı şirket olduğu, dosyada fotokopisi bulunan CMR “hamule Senedinin” 19 numaralı bölümünde, taşıma ücretinin ne olduğu, ödenip ödenmediği ve kimin tarafından ödeneceğine ilişkin bir açıklama bulunmadığı gibi senet üzerinde
“DDU” kaydının da yer almadığı, ancak gümrük giriş beyannamesi, mal bedeli transferi bildirim formu, yapılan ithalata ait 06.05.2010 tarihli fatura içeriğinden satışın “DDU” satış şeklinde yapıldığı bu tür satışlarda satış sözleşmesi alıcı ile satıcı arasında gerçekleşirken, taşıma sözleşmesinin ise kural olarak satıcı ile taşıyıcı arasında gerçekleştiği, kısaca bu tip satışlarda taşıyıcıyı bulma ve taşıma ücretini ödeme borcunun gönderici satıcıya ait olduğu, dava konusu olayda davacı-taşıyıcı ile davalı-gönderen arasında yapılan taşıma sözleşmesinde taşıma ücretinin gönderen tarafından ödeneceğine dair yazılı delil sunulmadığı, bu durumda TTK’nın 792. maddesi uyarınca, taşıma ücretinin gönderilen tarafından ödeneceğinin kabulünün gerektiği diğer yandan, kendisi tarafından düzenlenen CMR taşıma senedine, taşıma bedeli ve ödeme koşullarını koymayan davacı taşıyıcının, basit bir inceleme ile taşımaya konu satışın “DDU” şeklinde yapıldığını görerek taşıma ücretini göndericiden peşin almadan taşımayı üstlenmiş olması nedeniyle kusurlu davrandığı, kendisine CMR hamule senedi ile birlikte verilen gümrük çıkış beyannamesinde ve dış satım faturasında yer alan kayıtların yasada açıklanan şekilde aksine bir sözleşmenin varlığını kanıtladığı, bu nedenle, TTK’nın 792. maddesindeki yasal koşulların ve yasal karinenin davacı lehine oluşmadığı, buna bağlı olarakta gönderilen davalının taşıma ücretinden sorumlu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, CMR Konvansiyonuna dayalı taşıma nedeniyle navlun alacağı istemine ilişkindir.
Mahkemece, yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme hükmüne esas alınan bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporunda, dava konusu navluna ilişkin gümrük giriş beyannamesi, mal bedeli transferi bildirim formu ve yapılan ithalata dair 06.05.2010 tarihli fatura içeriğinde bulunan “DDU” kaydının; malı teslim alanın- gönderilenin, navlun bedelinden sorumlu tutlamayacağını işaret ettiğinin belirtildiği, mahkeme tarafından da bu kabul doğrultusunda karar verildiği anlaşılmıştır. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporuna itiraz eden davacı taraf, raporu düzenleyen bilirkişinin, konunun uzmanı olmadığını ve bu konuda farklı yorum yapıldığını beyan ederek, “DDU” kaydının yorumuna dair, farklı davalarla ilgili bilirkişi raporu örneği sunarak, somut olarak itirazda bulunmuştur. Bu durumda, davacının bilirkişi raporlarına yönelik itirazları doğrultusunda Uluslararası Kara Taşımacılığı’nda uzman bilirkişiler aracılığı ile gümrük beyannamesi, mal bedeli transferi bildirim formu ve yapılan ithalata dair 06.05.2010 tarihli fatura içeriğinde bulunan “DDU” kaydının anlamı da açıklattırılmak suretiyle bir değerlendirme yapmak gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.