Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/13811 E. 2014/20098 K. 19.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13811
KARAR NO : 2014/20098
KARAR TARİHİ : 19.12.2014

MAHKEMESİ : ANKARA(KAPATILAN) 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/04/2014
NUMARASI : 2011/393-2014/142

Taraflar arasında görülen davada Ankara (Kapatılan) 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/04/2014 tarih ve 2011/393-2014/142 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 17.07.2010 tarihinde davalı tarafından işletilen trene binmek istediği sırada trenin hareket etmesi üzerine düştüğünü ve tren vagonunun müvekkilinin üzerinden geçtiğini, bu olay nedeniyle müvekkilinin iki bacağının da koptuğunu, bu tür olayların önlenmesi için gerekli önlemleri almayan davalı taşıyıcının kusurlu olduğunu ve oluşan zarardan sorumlu bulunduğunu ileri sürerek, işgücü kaybı, protez bedeli, bakıcı ve hastaneye geliş gidiş masrafları olmak üzere toplam 3.300 TL maddi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 12.02.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini toplam 121.814,65 TL’ye yükseltmiş, ayrıca 150.000 TL manevi tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin bir kusuru bulunmadığını, davacının tamamen kendi kusuru ile kazaya neden olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının işlettiği trene binmek isteyen davacının düştüğü ve trenin davacının üzerinden geçtiği, bu kaza sonucu davacının iki ayağını kaybettiği, kazanın meydana gelmesinde davalının %15 oranında kusurlu bulunduğu, kaza neticesinde davacının %73 oranında malül kaldığı, 6 ay süreyle geçici iş göremezlik halinde kalan davacının sürekli bakıma muhtaç olduğu, olay nedeniyle 8.282,58 TL tedavi masrafı, 47.991,16 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 65.540,91 TL sürekli bakım zararı olmak üzere toplam 121.814,65 TL davacı zararının doğduğu, taşıma sözleşmesi kapsamında davalının bu zarardan sorumlu bulunduğu, her ne kadar manevi tazminat talebinde bulunulmuş ise de dava dilekçesinde manevi tazminat istenilmemesi karşısında ıslah yoluyla manevi tazminat istenemeyeceği gerekçesiyle usulünce açılmış manevi tazminat davası olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, maddi tazminat talebinin kabulü ile 65.540,91 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan HMK’nun 297 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında gerekçeli kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi gereklidir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır, infaz edilebilir şekilde tesis edilmesi ve sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun olması ve ayrıca gerekçenin de hüküm fıkrasına uygun olması gerekmektedir. Zira, kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, aralarında çelişki bulunmaması, birbirlerine uygun olması esastır.
Somut olayda, davacı tarafça ıslah yoluyla toplam 121.814,65 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiş olup mahkemece de kararın gerekçe kısmında, davalının talep edilen miktarın tamamından sorumlu bulunduğu açıklanmasına rağmen hüküm fıkrasında yalnızca 65.540,91 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilerek gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulmuştur. Bu durumda, mahkemece çelişki içermeyen ve gerekçe ile hüküm fıkrasının uyuştuğu yeni bir karar verilmek üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 19.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.