Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/13780 E. 2014/19320 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13780
KARAR NO : 2014/19320
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/05/2014 tarih ve 2013/310-2014/198 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Dr. … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı …’un diğer davalı şirketin % 50 hisseli ortağı olduklarını, davalının şirketi borçlandırmaya yönelik kötü niyetli işlemler yaptığını, kişisel çıkarlarını öne çıkararak sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını belirterek haklı nedenlerle şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile şirkete kayyım atanmasına, ortaklıktan çıkma talebinin yerinde görülmemesi halinde şirketin fesih ve tasfiyesi ile tespit edilecek ayrılma akçesinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında davasını ıslah ederek davalı …’un şirketi tek başına temsil yetkisinin kaldırılması ile şirketin davacı ile davalının birlikte atacakları imza ile temsil ve ilzam edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ıslah edilmiş davanın, davacı ile davalı gerçek kişinin ortağı olduğu şirket ile ilgili davalı ortak ve müdürün şirketi tek başına temsil yetkisinin kaldırılması ile şirketin her iki ortağın birlikte atacakları imza ile temsil ve ilzam edilmesine karar verilmesi istemine yönelik olduğu, TTK’nın 365 vd. maddelerinde şirketin yönetim ve temsil usulünün düzenlendiği, davalı şirketin ana sözleşmesinin 8. maddesinde de şirketin temsil şeklinin ayrıca düzenlendiği, şirketin yönetimi ve dışarıya karşı temsilinin yönetim kuruluna ait olduğu, TTK’nın 375. maddede yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkilerinin sayıldığı, TTK’ın 375/1-d maddesinde müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisine haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmalarının da devredilemeyen görev ve yetkiler arasında sayıldığı, yasada münhasıran yönetim kuruluna ait yetkilerin talep halinde mahkeme tarafından kullanılacağına ve mahkemeden bu yönde karar alınacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gerekçesiyle davacının ıslah edilmiş talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 6102 sayılı TTK’nın 408/2-b maddesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin
seçiminin genel kurulun devredilemez yetkileri dahilinde olmasına ve davacının yönetim kuruluna atanmasının mahkeme kararı ile yapılamayacak bulunmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 09/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.