Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/13740 E. 2014/20087 K. 19.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13740
KARAR NO : 2014/20087
KARAR TARİHİ : 19.12.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2014
NUMARASI : 2013/510-2014/165

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/04/2014 tarih ve 2013/510-2014/165 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %1,67 paya sahip ortağı olduğunu, %98,3 paya sahip münferit yetkili ortak M.. N..B,n 04.10.2011 tarihinde vefat ettiğini, yasal mirasçıların mirasını reddettiğini, şirketin vergi ve prim borçlarının ödenmediğini, şirketin faaliyette bulunmadığını ileri sürerek, şirketin fesih ve tasfiyesini, bu mümkün olmazsa ortaklıktan çıkarılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
Diğer davalılar mirası reddettiklerini savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, İcra İflas Kanunu’nun 179. maddesinde sermaye şirketlerinin borçlarının aktiflerinden fazla olması durumunda iflaslarına karar verileceğinin düzenlendiği, davalı şirket borca batık olduğundan iflasına karar vermek gerektiği, ancak davalı tasfiye aşamasında olmadığından iflasına hükmedilemeyeceği, şirketin borca batık olduğunu öğrenen davacının iflas talebinde bulunabileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, limited şirketin feshi, bu mümkün olmazsa ortaklıktan çıkarılma istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davalı şirketin iki ortaklı olması, %98,3 paya sahip diğer ortağın vefat etmesi, mirasçılarının da mirası reddetmesi karşısında, mahkemece öncelikli olarak davalı şirkete bu davada temsil edilmek üzere temsil kayyımı atanmadan, işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamıştır.
2- Öte yandan, kabule göre davacının, davalı şirkette %1,67 pay sahibi olması, şirketin herhangi bir faaliyet göstermemesi, davacının şirketle ilgilenecek durumunun bulunmaması, şirketin tek yetkilisi olan diğer ortağın vefat etmesi, mirasçılarının da mirası reddetmesi, şirketin ayakta tutulmasında yarar olmaması, şirketin feshini gerektirir haklı sebeplerin gerçekleşmesi karşısında, mahkemece davanın reddine karar verilmesi de doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.