Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/13706 E. 2014/20085 K. 19.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13706
KARAR NO : 2014/20085
KARAR TARİHİ : 19.12.2014

MAHKEMESİ : MERSİN 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2013
NUMARASI : 2013/47-2013/330

Taraflar arasında görülen davada Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20/12/2013 tarih ve 2013/47-2013/330 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin taşımasını üstlendiği ve C-2 yetki belgesinde kayıtlı çekici ve dorsenin Mersin Serbest Bölgesi’nden Irak’a taşımak için yüklediği iç cevizin yurt dışına çıkarılmadığını, gönderene iadesinin de yapılmadığını, Mersin Serbest Bölge Gümrük Müdürlüğü’nün talebi üzerine müvekkilinin gümrük beyannamesinde taşımaya teminat veren konumunda olmasından dolayı 67.644,92 TL gümrük vergisi, 2.249,64 TL KDV ve 16.367,49 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 86.262,05 TL kamu zararını karşılamak zorunda kaldığını ileri sürerek, 86.262,05 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu uyuşmazlıkta taşıyan konumunda olmadığını, taşımada kullanılan araçların maliki ya da işleteni olmadığını, davacının müvekkili ile taşıma ilişkisi kurulduğunu ve iddia edilen malın müvekkiline teslim edildiğini ispatlaması gerektiğini, dava konusu eşyanın yurt dışı edilmemesinin malın sahibi M.. A.. K..’tan kaynaklandığını, davacının teminat konusundaki anlaşmayı da bu şahısla yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davalının dava konusu taşıma ile bir ilgisinin bulunmadığı, taşımayı yapan araçlar davalı firmaya ait C2 yetki belgesinde kayıtlı olduğu için husumetin davalıya yöneltildiği, taşıma sırasında hasara uğrayan veya zayi olan emtiadan dolayı ancak taşıyan sıfatını haiz kişilerin sorumlu tutulabileceği, sadece C2 yetki belgesinin taşımacı sıfatını kazandırmak için yeterli olmadığı, davalının alt ya da üst taşıyan olduğuna dair hiçbir belge ya da delil de bulunmadığından transit malın yurt dışı edilmemesi nedeni ile davacının ödemek zorunda kaldığı gümrük vergilerinden davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taşımadan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, davacı taraf, davalının C/2 yetki belgesi sahibi olduğu araçla taşıma işi yapıldığını ileri sürerek işbu davayı açmış, mahkemece verilen ilk kararda davalının taşıma ile ilgisinin olmadığı, C/2 yetki belgesi sahibi olmanın taşımacı sıfatını kazandırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce, emtianın transit beyannamesi uyarınca yurt dışı edilmemesinden dolayı ceza davası açıldığı, davalının ceza davasından sonra aracın C/2 yetki belgesinin düşümünü yaptığı, ceza dosyası da getirtilip davalının hukuki durumunun tespit edilmesi gerektiğine işaret olunarak karar bozulmuş, mahkemece ceza dosyasında davalı hakkında düzenlenmiş belge olmadığı, sadece C/2 yetki belgesi sahibi olması nedeniyle davalının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, davaya konu araçla ilgili olarak davalı ile araç sahibi arasında 26.05.2003 tarihinde süresiz kira sözleşmesi düzenlendiği, davalı şirketin sözleşmeyi taşımacı sıfatıyla imzaladığı, araç malikine ait kamyonun uzun süreliğine kiralandığı, sonrasında bu araca ilişkin C/2 yetki belgesi alındığı anlaşılmakla, davalı şirketin somut olayda taşıyıcı sıfatının bulunduğunun kabulü gerekir.
Bu itibarla, mahkemece davalının hukuki durumunun yukarıda yapılan açıklamalara göre değerlendirilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 19.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.