Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/13654 E. 2014/20165 K. 22.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13654
KARAR NO : 2014/20165
KARAR TARİHİ : 22.12.2014

MAHKEMESİ : BODRUM 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
( TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2012/324-2013/1028

Taraflar arasında görülen davada Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26/11/2013 tarih ve 2012/324-2013/1028 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Avusturya’da mukim Hydrotechnik isimli su arıtma sistemleri üreten şirketin Türkiye temsilcisi olduğunu, davalının da aynı alanda faaliyette bulunduğunu, ancak müvekkilince kurulan Bodrum S.. G..uristik tesislerinin deniz suyu arıtma sistemini kendisi kurmuş gibi tanıtımlarında referans olarak gösterdiğini, yine müvekkiline ait arıtma sistemleri cihazlarının fotoğraflarını broşürlerinde kullandığını, bu suretle Bodrum Torba Belediyesi’nin ve İstanbul Ç.. K.. Oteli’nin su arıtma sistemlerini kurup müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek, davalının eyleminin haksız rekabet oluşturduğunun tespit ve önlenmesini, (30.000) USD maddi ve (30.000) USD manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin S..G..’nin su arıtma tesislerinin 01.10.1993 tarihinden beri bakım işlerini yaptığını, arıtma tesislerinin montaj ve bakım hizmetlerini ticari faaliyet alanı olarak seçmiş bir şirketin, halen bakımını sürdürdüğü bir tesisi broşüründe göstermesinin doğal olduğunu, davacı şirketin ise 08.05.1997 tarihinde kurulduğunu, broşürlerinde kullanılan fotoğrafların ise herhangi bir marka içermeyen standart su tasfiye sistemleri olup davacıya ait olduğunun ispatının gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının temsilcisi olduğu dava dışı Hydrotechnik firmasına ait arıtma sistemlerinin fotoğraflarının davalı tarafından broşürlerinde kullanıldığı, davalının hiçbir ilgisi olmadığı halde yabancı firmanın adının davalı broşürlerinde net olarak göründüğü, davalı şirketin bu şekilde aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı davranışının TTK’nın 54 vd. maddeleri uyarınca haksız rekabet teşkil ettiği, davacının uğradığı zararın miktarı tam olarak tespit edilememekle birlikte TTK’nın 58/d (ETTK.56/d), BK’nın 50 (EBK. 42). maddeleri gereğince olayların olağan akışı dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir maddi tazminata hükmetmek gerektiği, manevi tazminat talebinin ise şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 10.000 USD maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Ancak, davanın reddedilen kısmı yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 22.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.