Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/13590 E. 2015/10018 K. 06.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13590
KARAR NO : 2015/10018
KARAR TARİHİ : 06.10.2015

MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2013
NUMARASI : 2007/900-2013/457

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21/11/2013 tarih ve 2007/900-2013/457 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06/10/2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılardan A.. C.. vekili Av. E.. G.. ve davalı B. A.Ş. vekili Av. S. B. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı Ş. Gıda San. Tic. A.Ş.’nin % 45 hisse sahibi ortağı olduğunu, kendisinin aynı zamanda şirketin genel müdürü olduğunu, şirketin tasfiye aşamasına gelmiş olmakla tasfiye memuru tarafından idare edildiğini, bu nedenle müvekkilinin ortaklık sıfatına dayanarak iş bu davayı açtığını, müvekkilinin ortağı olduğu şirketin sahip olduğu Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesindeki taşınmazların sureten yetkili görünen davalı A. K. tarafından diğer davalı A.. D..’e satılmış gibi gösterildiğini, daha sonra A.. D..’in bu parsellerden … nolu parselleri M.. A..’a ve ..nolu parseli A.. C..’a ve diğer .. nolu parselleri ise B.. A..’ye satış gibi gösterdiğini, davalı Ali’nin söz konusu taşınmazları alım gücüne sahip olmadığını, davalı Abdülkadir’in de taşınmazları alır almaz diğer davalı A.. D..’e sattığını, esasen aralarında bir satış akdi söz konusu olmayıp sırf şirketten ve diğer ortaklardan mal kaçırmak amacıyla söz konusu işlemin yapıldığını, şirket maksat ve konusu dışına çıkan bir iş veya işlemin yönetim kurulu veya temsilciler tarafından yapılabilmesinin TTK 443/2 madesi uyarınca ancak genel kurulun vereceği özel bir yetki ile olabileceğini ileri sürerek dava konusu taşınmazların davalılar adına tapu kayıtlarının iptali ile S. AŞ adına olan kaydın ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı A.. C.. vekili, şirket genel kurulunun 07/11/2005 tarihinde Sanayi ve Ticaret Müdürlüğü temsilcisinin de katılımı ile toplandığını, genel kurul kararlarının 6. maddesinde dava konusu taşınmazların A.. D..’e satılmasının bizzat davacı tarafından teklif edilmiş ve oy birliği ile kabul edilmiş olduğunu, 26/06/2006 tarihinde yönetim kurulu kararı ile şirketin tasfiyesine gidildiğini, 09/08/2007 tarihinde şirket kaydının silindiğinin ilan edildiğini, davacının sıfatının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Bim A.Ş. vekili, davacının satış işlemi sonucunda zarara uğradığı iddiasının ancak temsilci ve/veya yönetim kurulu üyelerine karşı ileri sürebileceğini, 3. şahıslara karşı dava açamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının şirketteki payının 40/100 olduğu, 07/11/2005 tarihli genel kurul toplantı tutanağında Sanayi Ticaret Bakanlığı’nın komiserininde imzasının bulunduğu, 26/06/2006 tarihinde tasfiye kararı alınarak 05/07/2006 tarihinde tescil ve ilan edildiği, davacı A. C.’ın şirket kapanış genel kurulu toplantı esnasında, daha önceden olduğu gibi, yönetim kurulu başkanı olduğu, iptali istenilen taşınmazların S. Gıda A.Ş.’nin tüm malvarlığını oluşturduğu belirtilmekle birlikte davacının yönetim kurulu başkanı olduğu 2005 yılında yapılan işlemin üzerinden 2 yıl geçtikten sonra yine davacının da yer aldığı yönetim kurulu kararı ile tasfiyeye giren ve davacının aynı görevde olduğu bir genel kurulu kararı ile hesapları ibra edilerek kapanış genel kurul toplantısı yapılıp terkin edilen şirket bakımından davacının iyi niyetli kabul edilemeyeceği, söz konusu davaya konu satışlar nedeni ile zarardan söz edilmekte ise de somut delil sunulmadığı, 07/11/2005 tarihli olağan genel kurul toplantısında davaya konu taşınmazların A.. D..’e satışı konusunun oy birliği ile kabul edildiği, şirketin tescilli ana sözleşmesinin amaç-konu başlıklı 3. maddesinde “gayrimenkul alım satımı yapmak” hususunun da bulunduğu, bu nedenle yönetim kurulu tarafından yetki verilen A. K. tarafından yapılan satış işleminin şirket amaç ve konusuna uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalılardan son tapu maliklerinin iyi niyetli üçüncü kişi olduklarının anlaşılmış olmasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı A.. C.. ve B. A.Ş.’ye verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.