Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/13491 E. 2015/10179 K. 08.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13491
KARAR NO : 2015/10179
KARAR TARİHİ : 08.10.2015

MAHKEMESİ : SÖKE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/05/2014
NUMARASI : 2013/390-2014/274

Taraflar arasında görülen davada Söke 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02.05.2014 tarih ve 2013/390-2014/274 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06.10.2015 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. M.. H.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı şirket ortağı A.. A..’ın davalı şirket müdürü olarak şirket ana sözleşmesiyle yüklenen yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacıyı yolsuzluk ile suçladığını, Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulunduğunu, bu nedenle şirketin amacını yerine getirmesinin ve faaliyetlerini devam ettirmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek; davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini veya davacının hissesinin değerinin ödenmesi suretiyle şirketten çıkarılmasını, şirkete kayyım atanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kusurlu bulunduğunu, kimsenin kusuruna dayanarak şirketin feshini talep edemeyeceğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının ana fesih gerekçesi olarak davalının yapmış olduğu asılsız şikayetlere dayandığı, bir dönem şirket müdürlüğünü yerine getiren davacının ana sözleşme ve taraflar arasındaki sözleşmeler uyarınca yüklenen yükümlülüklerini yerine getirmediği, şirketin faaliyete geçemediği, davalının Cumhuriyet Savcılığı’na yakınmalarının da bu konulara ilişkin olduğu, şirketin kötü gidişinin davacının eylemlerinden kaynaklandığı bu nedenle davacının haklı sebeple şirketin feshini isteyemeyeceği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 08.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.