YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13409
KARAR NO : 2014/19959
KARAR TARİHİ : 17.12.2014
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada…1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 02/07/2014 tarih ve 2010/139-2014/390 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve katılma yoluyla davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; murisin Almanya’da çalıştığını ve birikimlerini davalı bankanın Söke Şubesi’nde değerlendirdiğini, davalı bankanın personeli …’nin bankada usulsüz işlemler gerçekleştirerek zimmetine para geçirdiğinin öğrenildiği, zararının davalı bankaca giderilmediğini ileri sürerek 9000 USD, 6961 EURO ve 6.300,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren uygulanan en yüksek mevduat faiz oranı üzerinden ödenmesini ve parasını kullanamamanın verdiği sıkıntı ve üzüntü nedeni ile 3.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili; zimmet olayını kabul ettiğini ve ilgili personel hakkında açılan davaların devam ettiğini, teftiş raporunda davacının rızası ve bilgisi dışında hesabından 2800 USD, 5211 EURO ve 6300 TL çekildiğinin tespit edildiğini, bu paranın davacıya ödenmesi hususunda davacıya teklifte bulunulduğunu ancak bunu davacının kabul etmediğini, diğer dekontlarda mudinin imzasının olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı çalışanı tarafından yapılan usulsüz işlemlerin bir kısmının bankanın da kabulünde olduğu, 6200 USD para çekildiğini gösteren 03/08/2007 tarihli dekonttaki imzanın … eli ürünü olmadığı, savcılık soruşturma dosyaları ve banka müfettiş raporlarından banka görevlisi …’nin büyük çaplı usulsüz işlemler neticesinde zimmet fiilini işlediğinin sabit olduğu, davalı Banka’nın bir güven kurumu olması itibariyle çalıştırdığı yetkili kişilerin işlemlerinden kural olarak sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile; 5.211,02 Euro ve 9.000 USD alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek devlet bankalarının bir yıl vadeli döviz mevduatına uyguladığı değişen oranlardaki en yüksek mevduat faizi ile birlikte tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden TL karşılığının davalı bankadan tahsili ile davacılara verilmesine, 6.300,00 TL’nin dava tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile davalı bankadan alınarak davacılara verilmesine; fazlaya dair istemi ile manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Davacılar vekili, 26.08.2014 havale tarihli dilekçesiyle davalı vekilinin temyizine cevaplarını sunmuş ve katılma yoluyla kararı temyiz ederek kararın bozulmasını talep etmiş ise de temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedilmediği ve temyiz yoluna başvuru harcının yatırılmamış olduğunun tespiti karşısında, usulüne uygun yapılan bir temyiz başvurusu olmadığından, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davacılar murisinin davalı banka nezdindeki hesaplarında bulunan birikiminin davalı banka personelince zimmete geçirilmesi neticesinde uğranılan zararın tahsili istemine ilişkin olup, uyuşmazlık esasen 6.200 USD bedelin bankadan çekilmiş olduğunu gösteren 03/08/2007 tarihli dekont üzerindeki imzanın murisin eli ürünü olup olmadığına ilişkindir. Mahkemece Jandarma Kriminal’den alınan 13.12.2013 tarihli bilirkişi heyet raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Ancak söz konusu Jandarma Kriminal Raporunun 2. sayfasında; (2) numaralı inceleme konusu dekont olarak tanımlanan 03/08/2007 tarihli uyuşmazlık konusu dekont üzerindeki imzanın muris … eli ürünü olduğu açıkça belirtilmesine rağmen, rapordaki (1) ve (2) numaralı tanımlamalar karıştırılmak suretiyle yapılan yanlış değerlendirme sonucunda, raporun 3. sayfasındaki (1) nolu inceleme konusu dekont olarak tanımlanan (08.08.2007 tarihli) dekont üzerindeki imzanın muris eli ürünü olmadığına dair saptama esas alınarak hüküm kurulmuştur. Bu durumda 13.12.2013 tarihli Jandarma Kriminal Raporunun 6.200 USD bedelli, 03/08/2007 tarihli dekont üzerindeki imzanın muris eli ürünü olduğuna dair belirlemesi nazara alınarak karar verilmesi gerekirken raporun yanlış değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle katılma yoluyla davacılar vekilinin temyiz isteminin reddine; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, alınmadığı anlaşılan 123,60 TL temyiz başvuru harcı ile 25,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 17/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.