YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13347
KARAR NO : 2014/20032
KARAR TARİHİ : 18.12.2014
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2014
NUMARASI : 2012/424-2014/169
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/03/2014 tarih ve 2012/424-2014/169 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kredi kullandığını, ayrıca bütün bankacılık işlemlerini davalı banka ile yapmaya başladığını, davalının, müvekkilini bilgilendirmeden ve miktarını da kendisi belirleyerek üç ayda bir “Kobi Müşterileri için Perakende Bankacılık Kredi Tahsis ve Değerleme Ücreti” adı altında bedel kesmeye başladığını, bu kesintinin dayanağı olmadığını ileri sürerek, 8.147,50 TL’nin 13.07.2012 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ticari müşteri sözleşmesini imzalamak suretiyle davacının masraf ve ücretler konusunda bilgilendirildiğini, genel kredi ve teminat sözleşmesine göre de bankanın her nevi komisyonu müşteriye ihbarda bulunmaksızın uygulayabileceğini, müşterinin herhangi bir itiraz hakkı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın tahsil ettiği ücretin banka düzenlemeleri ve teamüllerine göre haklı bir ücret olarak değerlendirilemeyeceği, MK’nın 2. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, 8.147,50 TL’nin 17.07.2012 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, banka tarafından davacının hesabından yapılan kesintinin istirdatı istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, her ne kadar mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda bu ücretin sözleşmedeki banka düzenlemelerine veya teamüllerine göre talep edilen haklı bir ücret olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiş ise de, raporu düzenleyen hukukçu bilirkişinin bankacılık konusunda ne şekilde uzman olduğu anlaşılamamıştır. Bu itibarla mahkemece, bankacılık konusunda uzman bir bilirkişiden, davaya konu değerleme ücretinin taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine ve bankacılık teamüllerine uygun olup olmadığı, uygun olduğunun anlaşılması halinde diğer bankalardan ücret için uyguladıkları oranlar sorulmak suretiyle
davalı bankanın uyguladığı değerleme ücretinin fahiş olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği yönünde rapor aldırılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.