YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13297
KARAR NO : 2014/19919
KARAR TARİHİ : 17.12.2014
MAHKEMESİ : BURSA (KAPATILAN) 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2014
NUMARASI : 2012/480-2014/60
Taraflar arasında görülen davada Bursa (Kapatılan) 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13/03/2014 tarih ve 2012/480-2014/60 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince, tavzih kararı da sadece davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacıya ait bezelye hasat makinesinin davalı tarafından yurtiçi taşımasının yapıldığı sırada meydana gelen kaza sonucu hasarlandığını, hasar miktarının 177.549,69 Euro olduğu, dava konusu makinenin üretiminin yurtdışında yapıldığı ve Türkiye’de teknik servisinin bulunmadığı, bu nedenle tamir için yurtdışından teknik ekibin gelmesi ve yedek parçaların gelmesi gerektiği, davalının bunlar için yapılacak masrafları da tazmin etmesi gerektiğini ileri sürerek toplam 209.980,95 Euro’nun kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından talep edilen hasar miktarının dava konusu makinede meydana gelen hasara göre fazla olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait özel yapım bezelye hasat makinesinin yurt içi taşıma edimini davalı şirket tarafından yerine getirilmesi sırasında hasat makinesinde hasar meydana geldiği, davalının dava konusu hasar nedeniyle, dava açıldıktan sonra, 69.447,65 Euro (162.576,94 TL) ödemede bulunduğu ancak hasar bedelinin alınan bilirkişi raporuna göre 172.734,88 Euro olduğu, davalının hasarın giderilmesi için davacı tarafından ödenen gümrük, ulaşım v.s harcamaları olan 8.572,70 TL’den sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 103.287,23 Euro’nun 09/06/2012 tarihinden tahsil gününe kadar işleyecek Euro döviz cinsi ile kamu bankalarına açılan ve 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödenen yasal faizi ile birlikte aynen veya fiili ödeme günündeki TCMB’nın Euro döviz kuru üzerinden hesaplanan Türk Lirası karşılığının tahsiline, 8.572,70 TL’den 4.317,30 TL’lik sovtaj değeri düşüldükten sonra kalan 4.255,40 TL’nin de dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline, davalı tarafından dava açıldıktan sonra ödenen miktar yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı vekili, davalının davadan sonra ödediği miktar yönünden, davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği bu nedenle bu kısım açısından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği yönünden tavzih talebinde bulunmuş, mahkemece davacının tavzih talebinin kabulüne karar verilerek davacı istemi gibi vekalet ücreti yeniden hesaplanarak hüküm tavzih edilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmişler, tavzih kararını da sadece davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, davalı tarafından taşınan makinenin taşıma sırasında hasarlanması nedeniyle hasar bedelinin davalı taşıyıcıdan tahsiline ilişkin olup davacı vekili, davanın konusuz kalan kısmı için davacı yararına vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiği ileri sürerek tavzih talebinde bulunmuş, mahkemece de tavzih talebi kabul edilerek vekalet ücretlerine ilişkin hüküm fıkraları, davacı talebine uygun olarak, vekalet ücretleri yeniden hesaplanmak suretiyle düzeltilmiştir. Tavzih, bir hükmün müphem olması veya birbirine çelişkili fıkralar içermesi halinde, hükümdeki gerçek anlamın meydana çıkarılması için başvurulan kanun yoludur. Bu kanun yolu, hiçbir zaman hükmün değiştirilmesi veya hükme yeni bir şey eklenmesi yolu olarak kullanılamaz. Somut olayda, davacının talebi doğrultusunda kararın vekalet ücretlerine yönelik hükümlerinin yeniden hesaplanarak düzeltilmesi hükmün değiştirilmesi niteliğinde bulunduğundan davalı vekilinin tavzih kararına karşı temyiz itirazlarının kabulü ile tavzih kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dava, yukarıda da bahsedildiği gibi, davalı tarafından taşınan makinenin taşıma sırasında hasarlanması nedeniyle hasar bedelinin davalı taşıyıcıdan tahsiline ilişkin olup, dava konusu makinenin davalı tarafından taşındığı sırada hasarlandığı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık hasar tazminatının miktarına ilişkindir. Dava konusu olayda taşıma senedine geçirilmiş bir değer söz konusu olmadığına, başka bir anlatımla bu husus ispatlanamadığına göre, zaman itibariyle somut olaya uygulaması gereken 6762 sayılı TTK’nın 785/son maddesine göre hasardan doğan tazminat, ancak eşyanın gönderilene teslim edileceği yerde hasardan önceki değeri ile hasardan sonraki değeri arasında mevcut farka göre tespit edilir. Davalı taşıyıcı, anılan Yasa hükmüne göre tespit edilecek hasar tazminatından sorumlu olup hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hasar tazminatı TTK’nın 785. maddesine uygun hesaplanmamıştır. Davalı vekili, bilirkişi raporuna, diğer itirazlarının yanında, bu yönde de itiraz etmesine rağmen mahkemece nazara alınmamıştır. Bu itibarla mahkemece davalı taşıyıcının sorumlu olduğu hasar tazminatının 6762 sayılı TTK’nın 785/son maddesine uygun şekilde belirlenmesi için ek rapor ya da konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis doğru olmamış kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Kabule göre de; davalı taraf, dava açıldıktan sonra hasar tazminatı olarak 69.447,65 Euro ödediğinden mahkemece bu miktar yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, anılan miktar yönünden, karar tarihindeki AAÜT hükümleri nazara alınarak, davacı yararına vekalet ücretine hükmetmek gerekirken davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, mahkemenin tavzih kararına yönelik, temyiz itirazlarının kabulü ile tavzih kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMAS1NA, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 17/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.