Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/13276 E. 2014/20089 K. 19.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13276
KARAR NO : 2014/20089
KARAR TARİHİ : 19.12.2014

MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2013
NUMARASI : 2011/265-2013/371

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/09/2013 tarih ve 2011/265-2013/371 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkiline kredi kartı gönderildiğini, ancak davacının kartı hiç kullanmadığını, Mart 2011 tarihinde başka bir bankaya yaptığı kredi başvurusunun Merkez Bankası listesinde yer aldığı gerekçesiyle reddedildiğini, borcu ödeyip kredi kartını iptal ettirdiğini, bankaya kaydın silinmesi için başvurduğu halde cevap alamadığını, olay nedeniyle ticari itibarlarının zedelendiğini ileri sürerek, 25.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile 10.06.2010 tarihli kredi kartı sözleşmesi imzalandığını, kart borcum güvende sigortasına dahil olduğunu, her ay belli oranda primin kredi kartından tahsil edildiğini, davacının borcu ödememesi üzerine yasal zorunluluk gereği bildirim yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, banka tarafından borcun ödenmesine dair bildirim yapılmadığı, kredi kartı borcunun 23.03.2011 tarihinde ödendiği halde, 05.10.2012 tarihi itibariyle yasal takip kaydının silinmemesi nedeniyle dava dışı bankadan kredi kullanılamadığı, bu durumun davacının manevi zarara uğramasına neden olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 3.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki (3) numaralı bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı taraf, davalı bankanın kredi kartı gönderdiğini, kartı hiç kullanmadığını, borcu ödeyip kredi kartını iptal ettirdiğini, başka bir bankaya kredi başvurusu yaptığında Merkez Bankası kaydı nedeniyle talebinin kabul edilmediğini ileri sürerek, manevi tazminat talebinde bulunmuş, davalı banka ise davacı ile kredi kartı sözleşmesi imzalandığını, kendi talebi ile borcum güvende sigortası tanzim edildiğini, prim borcunun kredi kartından tahsil edildiğini, borcun ödenmesi sonrası kaydın silinmesi talebinde bulunduklarını savunmuş, mahkemece kredi kartının 23.03.2011 tarihinde ödendiği, davacının 05.10.2012 tarihli başka bir bankaya yaptığı kredi başvurusunun Merkez Bankası kaydı nedeniyle kabul edilmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Oysa, dosyada mevcut Merkez Bankası tarafından verilen cevapta kredi kartının Kasım 2010 döneminde takibe alındığı, daha sonra borcun ödenmesi
nedeniyle Mart 2011 tarihinde tahsil bildirimi yapıldığı belirtilmiş, yine davacının kredi başvurusu yaptığı Yapı Kredi Bankası tarafından verilen cevapta 29.06.2011 tarihinde yapılan teklifin 07.02.2011 tarihli yasal takip kaydı nedeniyle kabul edilmediği ifade edilmiştir. Bu durumda, davalı bankanın 23.03.2011 tarihli davacının ödemesi sonrası Merkez Bankası’na tahsil bildiriminde bulunması, dava dışı bankanın bu bildirim öncesindeki 07.02.2011 tarihli takip kaydı nedeniyle kredi başvurusunu kabul etmemesi karşısında, davalı bankanın kusurundan bahsedilemez.
Bu itibarla, mahkemece davalı bankanın olayda sorumluluğu bulunmadığı kabul edilerek, neticesine göre bir karar vermek gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin yargılama giderine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yargılama giderine ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 19/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.