Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/13252 E. 2014/19918 K. 17.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13252
KARAR NO : 2014/19918
KARAR TARİHİ : 17.12.2014

MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/05/2014 tarih ve 2013/291-2014/121 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının “…+ŞEKİL” ve “…” ibareli 29 ve 30.sınıf ürünleri içeren markaların sahibi olduğunu, davalının “…+ŞEKİL” ibareli, 29 ve 30.sınıftaki ürünleri içeren marka tescil başvurusuna, davacı markalarına benzer olduğu ve ayrıca 556 Sayılı KHK’nın 7/1-c-f gereğince yaptıkları itirazın nihai olarak TPE YİDK tarafından reddedildiğini, oysa başvurunun tescilinin davacının markaları ile iltibasa sebebiyet vereceğini, öte yandan bilinen yer ismi olması sebebiyle ayırt ediciliğinin de bulunmadığını ileri sürerek YİDK kararının iptali ile davalı adına tescil edilen markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPE vekili ve davalı şirket temsilcisi, dava konusu marka başvurusu ile davacı markalarının benzer olmadığını, başvurunun ayırt edici olduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu marka tescil başvurusunun “…+şekil” ibare ve biçimli olduğu, şeklin yemek takdiminde bulunan bir aşçıyı tasvir ettiği, asıl unsurunun “…” sözcüğü olduğu, şeklin hiç bir ayırt ediciliğinin bulunmadığı, …’in… ilinde bulunan bir ilçenin ismi olduğu, coğrafi yer isimlerinin marka olarak alınması ve bir kişinin tekeline bırakılması durumunda, isterse o bölge markanın kapsamında bulunan mal ve hizmetlerle ilgili belli bir tanınmışlığa erişmemiş olsun, artık bu yer isimlerini anılan mal ve hizmetlerle ilgili anılan yerlerde çok daha eski tarihlerden bu yana oturan ve ticaret yapan kişilerin bile markasal olarak yahut marka ile iltibas yaratabilecek biçimde kullanamayacakları, bunun Anayasa ile güvence altına alınmış rekabet özgürlüğünü kısıtlayacağı, bu nedenle çok bilinen bu tür coğrafi yer isimlerinin hangi tür mal veya hizmet ile ilgili olursa olsun marka olarak tescilinin mümkün olmadığı, coğrafi yer isimlerinin belli bir hizmet ve malla ilgili olarak bilinirlik kazanması durumunda ise şayet anılan mallar ilgili yerden gelmiyorsa veya anılan yerde sunulmuyorsa yanıltıcılık yaratacağı, bu nedenlerle dava konusu marka başvurusunun ayırt edici olmadığı gerekçesiyle TPE YİDK kararının iptali ile davalı adına tescilli bulunan markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 17.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.