YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13026
KARAR NO : 2014/20135
KARAR TARİHİ : 19.12.2014
MAHKEMESİ : İSTANBUL(KAPATILAN) 22. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/05/2014
NUMARASI : 2013/94-2014/123
Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 22. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12/05/2014 tarih ve 2013/94-2014/123sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili, fer’i müdahil TMSF vekili ve katılma yoluyla davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin tasarrufunu Y.. A.Ş.’de değerlendirmek üzere ilgili bankaya başvurduğunu, ancak Y.. yetkililerinin Yurt Off Shore Bank’ın Y..k güvencesinde olduğu konusunda aldatıcı, ısrarlı beyan ve tavırlarıyla müvekkilini yanıltarak tasarruflarını Off Shore hesabına yatırmasını sağladıklarını, müvekkilinin Y.. aracılığı ile 20.10.1999 tarihinde 4.000 TL, 21.10.1999 tarihinde 2.650 TL mevduat yatırdığını, 4.000 TL’nın 29.12.1999 tarihinde 4.318,35 TL’ye ulaştığını, bu paraların anapara ve faizlerinin müvekkiline ödenmediğini, müvekkiline ödenmeyen 4.318,35 TL’nin vade tarihi olan 29.12.1999 tarihinden dava tarihine kadar avans faizleri ile birlikte 25.653 TL’na ulaştığını, 25.11.1999 vadeli 2.650 TL’nin bu tarihten dava tarihine kadar değişen avans faizleri ile birlikte 15.939 TL’ye ulaştığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 25.653 TL’na ve 15.939 TL’nin anaparaları olan 4.318,35 TL ve 2.650 TL üzerinden işleyecek avans faizleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ve fer’i müdahil TMSF vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu kapsamından, Oyakbank’ın Sümerbank’ı devralmak suretiyle Yurtbank’ın aktif ve pasiflerini de yasa gereği devraldığı, öte yandan Off Shore Bank’ın lisansının iptal edilmiş olması, Off Shore Bank’tan olan alacakların aciz vesikasına bağlanmış olması nedeniyle, davacıların alacaklarını dava dışı Yurt Securty Off-Shore Bank Ltd’den tahsil edebilme imkanlarının bulunmadığı, güven ve itibar kurumu olan bankaların aldıkları mevduatları sahtecilere karşı özenle korumak zorunda oldukları, objektif özen borcu gereği olarak hafif kusurlarından dahi sorumlu oldukları, özellikle bir güven müessesi olan bankaların TTK 20/2 maddesine göre de, tüm işlemlerinde basiretli bir tacir gibi davranmak durumunda oldukları gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 38.442,98 TL’nin 6.650,00 TL’sine dava tarihinden itibaren değişebilir oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili, fer’i müdahil TMSF vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekili ve fer’i müdahil TMSF vekilinin aşağıdaki (2) numaralı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, off shore hesabına aktarılan davacıya ait hesaptaki paranın iadesi istemine ilişkin olup, davacı vekili, dava dilekçesinde, dava tarihine kadar olan işlemiş faizi de müddeabih olarak talep etmiştir. Dairemiz yerleşik uygulaması gereğince, off shore hesabına yatırılan tutarın bu tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekmektedir. Buna karşın mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı tarafından off shore hesabına aktarılan paranın vade sonuna kadar akdi faizi ile vade sonundan itibaren ise avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiş olup, yukarıda açıklandığı üzere, davacı lehine belirlenecek faizin, paranın off shore hesabına yatırıldığı tarihten itibaren işleyecek avans faizi olarak belirlenmesi ve bu miktarın hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalı ve fer’i müdahil TMSF yararına bozulması gerekmiştir.
3 – Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekili ve fer’i müdahil TMSF vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekili ve fer’i müdahil TMSF vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı ve fer’i müdahil TMSF yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz eden davacı ve davalıya ayrı ayrı iadesine, 19.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.