YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/13020
KARAR NO : 2014/19365
KARAR TARİHİ : 10.12.2014
MAHKEMESİ : … 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada … 4.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/05/2014 tarih ve 2013/110-2014/124 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının 1989 yılından bu yana… markasını hazır giyim sektöründe kullandığını, uzun yıllardır kullandığı bu markanın tescili için 2010 yılında marka tescil başvurusunda bulunduğunu, ancak davalının … ibareli markasından dolayı bu başvurunun reddedildiğini, oysa davacının marka kullanımının 1989 yılında başladığını, ticaret unvanında da bu ibareyi kullandığını, yaklaşık 24 yıldır davacı tarafından kullanılan markanın tanınmış marka olduğunu ileri sürerek davalı adına tescilli bulunan … ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının 1976 yılından itibaren … ibareli markasını kesintisiz olarak kullandığını, bu markayı 1998 yılında tescil ettirdiğini, davacının 15 yıl geçtikten sonra bu davayı açmasının iyiniyetli olmadığını, yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının, markasının dava konusu markanın tescili tarihinde tanınmış olduğunu ispatlayamadığı gibi davalının kötüniyetli olduğuna dair bir delil bulunmadığı bu nedenle 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut olaya uygulanması gerektiği ve dava tarihi itibariyle bu sürenin geçtiği ayrıca davalının … markasını en azından marka tescili tarihinden itibaren kullandığı ve bu ibare üzerinde gerçek hak sahibinin davalı taraf olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davalıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 10.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.