Yargıtay Kararı 11. Hukuk Dairesi 2014/12784 E. 2015/9772 K. 01.10.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12784
KARAR NO : 2015/9772
KARAR TARİHİ : 01.10.2015

MAHKEMESİ : İSTANBUL (KAPATILAN) 32. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2014
NUMARASI : 2011/319-2014/22

Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 32. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/03/2014 tarih ve 2011/319-2014/22 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 29/09/2015 günü hazır bulunan davacı vekili Av. N. Ö. ile davalı vekili Av. H.. D.. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirkette 1999 yılından beri kar dağıtımının yapılmadığını, kanuni bir gerekçe olmaksızın 11.476.589,94 TL olağanüstü yedek akçe ayrıldığını, davalı şirketin 2009 yılı için 480.384,04 TL kar elde etmiş olmasına karşın, hiçbir gerekçe göstermeden 26.03.2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında ortaklara 1. ve 2. temettü olarak elde edilen karın sadece %20’si gibi düşük bir kısmının ödenmesine, karın kalan kısmının ise dağıtılmamasına karar verdiğini, şirketin menfaati gerektirmemesine rağmen ve hiçbir gerekçe gösterilmeden 2009 yılı hesap dönemine ilişkin karın tamamının dağıtılmaması yönünde alınan kararın afaki iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, büyük hissedar R. Holding A.Ş.’nin ortak ve yöneticileri ile davalı şirketin yöneticilerinin aynı olması nedeniyle dağıtılmayan kar payları ile oluşturulan likit fonlar, bankalardaki nakit ve gayrimenkul varlıklar ile R. Holding A.Ş.’nin mali yapısının güçlü tutulmaya çalışıldığını, bu davranışların TTK’nın m.336 vd hükümleri gereğince yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna yol açacağını, iptali istenen genel kurulda şirket yönetim kuruluna TTK’nın 334. ve 335. maddelerinde belirtilen iznin verilmesi yönünde verilen kararın da bu suretle açıkça azınlık hissedarların haklarını zarara uğratmaya yönelik olduğunu ileri sürerek; davalı anonim şirketin yönetim kurulu üyeleri ile murakıbın ibra edilmesine, yönetim kurulu üyelerine 6762 sayılı TTK’nın 334.ve 335. maddelerinde belirtilen iznin verilmesine ve 2009 yılı kar payının tamamının dağıtılmamasına dair 26.03.2010 tarihli genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının hiç bir zaman kar payından mahrum bırakılmadığını, şirketin 26.03.2010 tarihli genel kurulunda alınan kararların kanuna, şirket ana sözleşmesine ve afaki iyiniyet kurallarına aykırı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın kabulüne, davalı şirketin 26.03.2010 tarihli kar payının tamamının dağıtılmaması, yönetim kurulunun ve murakıpların ibra edilmesi ve yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 334. ve 335. maddelerinde belirtilen iznin verilmesi yönündeki genel kurul kararlarının iptaline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin davalı şirketin dava konusu 26.03.2010 tarihli 2009 yılına ait olağan genel kurulunda alınan gündemin 4. maddesindeki kar payının tamamının dağıtılmaması yönündeki genel kurul kararının iptali kararına ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin dava konusu genel kurulda alınan gündemin 5. maddesindeki yönetim kurulunun ve murakıbın ibra edilmesi ile gündemin 7. maddesindeki yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 334. ve 335. maddelerinde belirtilen iznin verilmesi yönündeki genel kurul kararlarının iptali kararına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava konusu genel kurul tarihi ve dava tarihi itibariyle yürürlüke bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 381. maddesi uyarınca, kanun veya esas mukavele hükümlerine ve bilhassa afaki iyi niyet esaslarına aykırı olan umumi heyet kararları aleyhine, tarihlerinden itibaren üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye müracaatla iptal davası açabileceği düzenlenmiştir.
Mutlak butlan hali dışında toplantıya katılıp alınan karara karşı aleyhe oy veren ve muhalefetini tutanağa geçirten ortağın yukarıda belirtilen nedenlerle iptal davası açması mümkündür. Buna göre, iptal davası açılabilmesi için olumsuz oy kullanılması tek başına yeterli olmayıp, ayrıca karşı oy kullanan ortakların muhalefeti tutanağa geçirmeleri veya bu hususta ayrı bir dilekçe vermeleri gerekmektedir. Dava konusu genel kurul toplantı tutanağının incelenmesinde, vekili aracılığıyla 26.03.2010 tarihli genel kurula katılan davacının, gündemin 5. maddesi ile görüşülen yönetim kurulu üyelerinin ve murakıbın ibrasına ilişkin oylamada ret oyu vermesine karşın usulüne uygun muhalefet şerhini tutanağa yazdırmadığı, ayrı bir dilekçe ile de muhalefet bildirmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, anılan maddeye ilişkin olarak davacının artık genel kurul kararının iptalini isteyemeyeceğinin gözetilmesi gerekirken mahkemece bu hususun gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, davalı şirketin dava konusu 26.03.2010 tarihli 2009 yılına ait olağan genel kurulunda alınan gündemin 5. maddesindeki yönetim kurulunun ve murakıpların ibra edilmesi ile gündemin 7. maddesindeki yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 334. ve 335. maddelerinde belirtilen iznin verilmesi yönündeki genel kurul kararlarının iptaline karar verilmişse de adı geçen kararların neden iptaline karar verildiğine dair mahkeme gerekçesinde bir açıklama bulunmamaktadır. Anayasanın 141/3. maddesi hükmü, tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olmasının gerektiğini vurgulamaktadır. Yargıtay denetimi de ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir. Bu suretle, hiçbir gerekçe gösterilmeksizin dava konusu genel kurulda alınan gündemin 5. maddesindeki yönetim kurulunun ve murakıpların ibra edilmesi ile gündemin 7. maddesindeki yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 334. ve 335. maddelerinde belirtilen iznin verilmesi yönündeki genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davalı şirketin dava konusu 26.03.2010 tarihli 2009 yılına ait olağan genel kurulunda alınan gündemin 4. maddesindeki kar payının tamamının dağıtılmaması yönündeki genel kurul kararının iptali kararına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bente yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 01/10/2015tarihinde oybirliğiyle karar verildi.