YARGITAY KARARI
DAİRE : 11. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/12572
KARAR NO : 2014/20284
KARAR TARİHİ : 23.12.2014
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/02/2014
NUMARASI : 2011/539-2014/51
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 20/02/2014 tarih ve 2011/539-2014/51 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı – karşı davalı vekili, asıl davada müvekkilinin davalı şirketin %20 hissedarı ve ortağı olduğunu, şirket ortaklarının büyük kısmının akraba olduğunu, müvekkilinin şirketteki görevinden azledildiğini ve dışlandığını, şirketteki haklarını kullanmasına izin verilmediğini, şirketin gelirleri ve giderleri hususunda da herhangi bir bilgi verilmediğini, davalıların müvekkilinin hisselerini satın almayı taahhüt ettiğini ancak almayarak oyaladığını, müvekkilinin protokol gereği tüm sermayeyi ödediğini, şirket hissesinin ortaklar veya ortaklar dışında herhangi bir kimseye satılmasına engel bir durumun olmadığını, davalılara noter vasıtasıyla ihtarname gönderildiğini, ancak herhangi bir cevap verilmemekle beraber müvekkilinin halen şirkete alınmadığını ileri sürerek, müvekkilinin şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesine, davalıların ön alım hakkını kullanmaması durumunda üçüncü kişilere satışa izin verilmesine, tasfiye işleminin davacı hissesinin diğer hissedarlar tarafından reel değeri karşılığında satın alınmasına, TTK’nın 551/4 son maddesine göre esas sermayeyi aşan şirket malvarlığından ödenmesine ya da bu mümkün olmadığı takdirde şirketin fesih ve tasviyesi şeklinde yapılmasına, tasfiye sonucu ortaya çıkacak alacağın ihtar tarihinden itibaren banka reeskont oranında faiziyle tahsiline, son iki yılın reel kârından davacı hissesine düşen kısmın talebi konusundaki hakkın saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı – karşı davacılar vekili, davacının dava dilekçesindeki sebeplerin şirketten ayrılmayı haklı kılacak muhik sebeplerden olmadığını, iddiaların afaki olduğunu, şirketteki haklarını kullanmasını engelleyecek bir belge sunmadığını, hiçbir şekilde iddia ve taleplerin genişletilmesine muvafakat etmediklerini ve davanın ıslahını kabul etmediklerini, davacının şirketteki payını ve kazancını yeterli görmeyerek başka bir şirkette çalışmaya başladığını, bunun üzerine kendisine noter vasıtasıyla ihtarname gönderildiğini ve davacının bu davayı açtığını, davacının şirket ortaklarından H.. K..’tan 1.444.357,00 USD borç aldığını, bu miktarın 1.350.000,00 TL’si
ile şirkete olan sermaye borcunu ödeyeceğini, ve bu borcu taksitler halinde H.. K..’a ödeyeceğini, ancak taksitleri düzenli olarak ödemediğini ve H.. K..’un halen şirketten yaklaşık 800.000,00 USD alacağı olduğunu, bu borç ödenmeden şirket hissesinin devredilemeyeceğini, davacının Ekim 2006 tarihinden itibaren şirkete gelmediğini, şirketten azledildiği iddialarının asılsız olduğunu ve kendisinin referansıyla yapılan işlerden şirketin alacağını alamadığını ve zarara uğradığını, 10/08/2004 tarihli protokolün 8. maddesinin son paragrafında protokole aykırı hareket eden şirket ortaklarının diğer ortaklara 200.000,00 USD tazminat ödeyeceği şartının olduğunu, davacının protokole aykırı hareket ettiğini belirterek; davacının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile 200.000,00 USD’nın ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, birleşen davada, müvekkili ile davalıların B…Tekstil Ltd. Şti’nin ortakları olduğunu ve pay ortakları arasında 2004 tarihinde protokol imzalandığını, protokolde ortakların aynı iş kolunda başka işyerlerinde çalışamayacaklarının, böyle bir durumda 200.000,00 USD tazminat ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini, ancak davalıların B..Tekstil Boyama San. ve Tic. A.Ş’yi kurduklarını, bu yeni şirketin meslek grubunun, iştigal konusunun ve ticaret merkezinin müvekkilininde ortağı olduğu şirketle aynı olduğunu, davalıların bu yeni şirkete eski şirketin malvarlıklarını devrettiklerini ya da kiraladıklarını, eski şirkette çalışan personelin de yeni şirkete aktarıldığını ve eski şirketin içinin tamamen boşaltıldığını, davalı paysahiplerinin yapılan protokol ile kendi aralarında ve müvekkiline karşı borçlar hukukuna tabi yükümlülükler üstlendiğini, protokolün sonunda protokole aykırı hareket edilmesi durumunda cezai şart öngörüldüğünü, davalılara noter vasıtasıyla ihtarname gönderildiğini, davalılara bu ihtarnamenin tebliğ edildiğini, ancak hiçbir ödeme yapmayan davalıların temerrüde düştüğünü ve davalıların kendilerine tevil yollu ikrar içeren cevabi ihtarname gönderdiklerini belirterek; davalıların müvekkiline, temerrüt tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte ayrı ayrı 200.000,00 USD olarak toplam 800.000,00 USD cezai şartın, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 200.000,00 USD ödemelerine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporu kapsamından asıl davada davacı Y.. K.. TTK’nın 551 maddesi gereği ortaklıktan çıkmasına izin verilmesini talep ettiği, dosyadaki bilgi ve belgelerden ortaklıktan çıkmayı veya şirketin feshini gerektiren haklı sebebin kanıtlanamadığı, taraflar arasındaki 10.8.2004 tarihli protokol ile ortaklardan H.. K..’un şirkete 1.444,573 USD finansman sağladığı, bu borcun taksitleri bitene kadar diğer ortakların diğer ortakların hisselerini 3. kişilere devretmeyecekleri, aynı işkolunda başka bir işkolunda çalışmayacakları, aykırı davranan ortağı diğer ortaklara cezai şart olarak 200.000 USD ödemeyi kabul ettiği, buna göre de borç henüz bitmediğinden davacının ortaklıktan çıkma talebinin davacının da imzaladığı protokol hükümlerine göre yerinde olmadığı, karşı davacıyla davacının ortaklığı devam ederken 2006 Ekim ayında şirketle ilgisini kesip fiilen E.. Tekstil’de çalışmaya başladığını, bu nedenle protokol 5. Maddeye aykırılık olup 8. maddesine göre 200.000 USD cezai şart talep etmiş olup, davacının E.. Tekstil’de çalıştığına ilişkin yazılı bir delil olmadığı, bu hususun kanıtlanamadığı, birleşen davada davacı Y.. K..’un davalılardan B.. A.Ş’yi kurmak suretiyle protokolü ihlal ettiklerinden her birinden 200.000 USD cezai şart talep ettiği, B.. Tekstil B. San. ve Tic. A.Ş’nin 22/06/2007 tarihinde tescil edildiği, ortakların H.. K.., H.. Ç.., M. E..K.., Ç.. K.. olduğu, bu durumun protokolun 5. maddesine aykırılık teşkil ettiği, 8. maddeye göre cezai şartın talep edilmesinin yerinde olduğu, cezai şart alacaklılarının kendi aralarıda teselsülü belirlenemediğinden, davalıların 40.000 USD oranında sorumlu oldukları gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile davalılar H…., Ç…, H.. E.. ve B.. Tekstil Ltd. Şti’den ayrı ayrı 40.000 USD cezai şartın tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı – karşı davada davalı Y.. K.. vekilinin asıl davaya ilişkin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalı-karşı davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; asıl dava, haklı nedenlerin varlığı iddiası ile limited şirket ortaklığından ayrılmaya izin verilmesi, karşılık dava ve birleşen dava ise taraflar arasındaki protokol gereğince cezai şart alacağının tahsili istemlerine ilişkindir.
Karşı davacılar vekili, asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekilinin, taraflar arasında yapılan protokol hükümlerine aykırı olarak, ortağı ve yöneticisi olduğu şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren dava dışı bir başka şirkette çalıştığını ileri sürmüş, bu kapsamda bir takım delilleri dosyaya sunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacı karşılık davalının dava dışı şirkette çalıştığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Ancak karşı davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan bir kısım bilgi ve belgelerde, karşı davalı Y.. K..’un dava dışı E.. Tekstil Ltd. Şti’de çalıştığı, bu kapsamda bir alışveriş merkezi tarafından E..Tekstil şirketi için karşı davalı adına alışveriş kartı basıldığını bildirmiş, bir gazete haberinde ise Y.. K..’un E.. Tekstil çalışanı olarak gösterildiği delillerine yer vermiş ancak değinilen hususlar mahkemece incelenip değerlendirilmemiştir. Bu durumda, karşı davacılar vekili tarafından sunulan deliller üzerinde durulmak suretiyle karşı davalının hukuki durumunun tayini gerekirken, soyut gerekçe ile karşı davanın reddi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
3- Öte yandan birleşen davada, davalılar vekili tarafından yapılan savunmada, davacı Y.. K..’un ortağı ve müdürü olduğu B.. Tekstil Ltd. Şti’deki çalışmaları nedeniyle şirketin iş yapamaz hale geldiği, bu nedenle benzer ticaret unvanı ile bir anonim şirket kurularak faaliyetlere bu şekilde devam edildiği savunmasında bulunulmuş olmasına karşın, mahkemece bu savunma üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve protokolün tarafı olmayan birleşen dava davalısı şirket yönünden de protokole aykırı davranış gerekçesi ile kabul hükmü kurulması dahi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
4- Bozma neden ve şekline göre, asıl ve birleşen davada davacı-karşı davada davalı Y.. K.. vekilinin asıl dava dışındaki diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı-karşı davada davalı vekilinin asıl davaya ilişkin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, karşı davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın karşı davacılar yararına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birleşen davada davalılar yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, bozma neden ve şekline göre asıl ve birleşen davada davacı-karşı davada davalı vekilinin asıl dava dışında kalan diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 23/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.